Examples of using "Terribly" in a sentence and their turkish translations:
Çok üzgünüm.
Ben korkunç açım.
Bir şey son derece yanlış.
O, korkunç şekilde acıyor.
Çok üzgünüm.
O son derece önemli.
Bu son derece acil.
Ben son derece meşgulüm.
O son derece pahalı.
Aşırı derecede pahalı.
Oh, son derece üzgünüm.
Ben onu korkunç biçimde özlüyorum.
Tom son derece komik.
Tom son derece korkmuştu.
Korkunç derecede kıskançtır.
Son derece endişeliydim.
Son derece rahatsız oldum.
Onlar son derece açtı.
Bu son derece sancılıydı.
Bu korkunç karmaşık görünüyor.
Bu son derece gerçek dışı görünüyor.
Kulağa hiç inandırıcı gelmiyor.
Onlar son derece üzgündü.
Sizi çok çok özleyeceğiz.
Tom son derece hayal kırıklığına uğradı.
Korkunç bir şekilde korktum.
O korkunç komik.
İşler son derece yanlış gitti.
Bir şey son derece yanlış gitti.
Tom'a berbat bir şekilde muamele edilmişti.
Tom son derece kıskanç.
Tom'u korkunç özleyeceğim.
Seni korkunç biçimde özleyeceğim.
Biz Tom'u son derece özlüyoruz.
Tom son derece hayal kırıklığına uğramış.
- Sami, Leyla'yı korkunç bir şekilde özlüyordu.
- Sami, Leyla'yı son derece özlüyordu.
Sami kendini korkunç suçlu hissediyordu.
Tom korkunç düzeyde utangaçtır.
Yılanlardan ölesiye korkarım.
Dün hava korkunç derecede soğuktu.
- Çorba aşırı sıcak.
- Çorba son derece sıcak.
O korkunç bir şekilde yanlış olurdu.
- Bu son derece umut kırıcı olurdu.
- Bu son derece hayal kırıklığna uğratıcı olurdu.
Bu sabah son derece sıcak.
Haber onu korkunç biçimde üzdü.
Onun dersleri korkunç sıkıcı.
Sırp trenleri korkunç bir şekilde yavaş...
O son derece sinirli, asla sakin değil.
Onu korkunç derecede rahatsız edici buluyorum.
Bundan korkunç bir şekilde utanıyorum.
Son derece yorgun olmalısın.
Sami hala Leyla'yı korkunç biçimde özlüyor.
Sami, çocuklarını çok özlemişti.
Tom son derece perişan görünüyor, değil mi?
Tom korkunç aptalca bir şey yapmış!
- Geç kaldığım için çok üzgünüm.
- Geciktiğim için çok özür dilerm.
Ne yazık ki bir şey son derece yanlış gitti.
Tom oldukça yabancı hissetti.
Bu sabah son derece sıcaktır.
Son derece üzgünüm!
- Çok üzgünüm.
- Ben çok çok üzgünüm.
Benim yavru köpeğim öldü ve ben berbat bir şekilde üzgünüm.
Tom şu anda son derece meşgul.
Mary bir şeyin son derece yanlış olduğunu fark etti.
Fadıl bir şeylerin çok yanlış olduğunu biliyordu.
İçeride kalalım. Dışarısı korkunç soğuk.
O zaman, tren son derece kalabalıktı.
Gençken son derece fakirdi.
Akşam yemeği ne zaman hazır olacak? Korkunç açım.
Tom Fransızca öğrenmekle çok fazla ilgileniyor gibi gözükmüyor.
Akşam yemeği vakti olmalı. Ben korkunç açım.
Bu el yapımı İtalyan malı titanyum bisiklet son derece hafiftir.
Onlar sana hiç berbat şekilde giyindiğini söyledi mi?
Seni son derece özledim.
Benim yolculuğum popüler bir cep telefonu videosuyla,
Korkunç derecede meşgulüm çünkü raporun verilme tarihi yakındır.
Bana bir fincan kahve yapar mısın?
Yaptıklarımla son derece gurur duyuyorum diyemem.
Bu hafta her ikimiz için de aşırı yoğundu.
Sana yardım etmek isterim ama çok fazla meşgulüm.
Tanıştığımız andan itibaren son derece aşıktık.
Çok üşüyorum. Sanırım nezle olacağım.
- Çok açım.
- Ben çok açım.
- Karnım çok aç.
- Çok acıkmışım.
Son birkaç gün ikimiz içinde son derece yoğundu
Eğer onun partisine gitmesek Tom son derece hayal kırıklığına uğrar.
O çok pahalı.
Boşandıktan sonra evinde tek başına koşuşturmak son derece zor olmalı.
Tom şu anda son derece meşgul.
Sorusuna çok şaşırdım.
Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.
Karım için mekân çok sıkıcıydı, benim içinse adeta cennetti.
O çok pahalı.
Ben çok açım.
Son derece soğuktu ve yılın son akşamında neredeyse karanlıktı ve kar hızlı düşüyordu.
Onun sorusuyla kafam son derece karıştı.