Examples of using "Tan" in a sentence and their turkish translations:
O bronzlaşmaz.
Kitap taba rengidir.
Tom'un bir bronzluğu var.
Bronzlaşmış güzel bir cildi var.
Onun güzel bir ten rengi var.
Onun sahte bir bronzluğu vardır.
Onun sahte bir bronzluğu var.
Tom'un güzel bir bronzluğu var.
Tom'un turuncu bir bronzluğu var.
Tom nerede bronzlaştı?
Tom şalvar giyiyordu.
Ben bronzlaşmaya çalışıyorum.
Son derece beyaz bir cildim var ve asla bronz değil.
Tom'un bir bronzlaşması var.
İyi bir bronzluk elde etmeye çalışacağım.
Harika bronzluğa bakarsak, tatilinizin çoğunu sahilde geçirmişsiniz gibi görünüyor.