Examples of using "Strangled" in a sentence and their turkish translations:
Birini boğarak öldürdüm.
- Tom boğularak öldürüldü.
- Tom'un boğazı sıkılarak öldürüldü.
Sami boğuldu.
O bir kediyi boğarak öldürdü.
Tom'un boğazı sıkılarak öldürüldü.
Biz Tom'un boğularak öldürüldüğünü biliyoruz.
Fadil dövüldü ve sonrasında boğularak öldürüldü.
Dedektifler Tom'un, kız arkadaşını boğarak öldürdüğünü söylediler.
Tom uykusunda boğuldu.
Tom bir iple Mary'yi boğdu.
Tom evinde öldürülmüş olarak bulundu.
Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.
Otopsi onun boğarak öldürüldüğünü gösterdi.
Onlar Tom'un Mary'yi öldüresiye boğduğunu söylüyor.
Sami, Leyla'yı eşarplarından biri ile boğdu.
Boğazı sıkılmış ve ölene kadar dövülmüştü,
Sami, Leyla'nın boynuna bir kordon doladı ve onu ölümüne boğdu.