Translation of "Stealing" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Stealing" in a sentence and their turkish translations:

It's stealing.

Bu bir soygun.

Stealing is wrong.

Çalmak yanlıştır.

Isn't that stealing?

O hırsızlık değil mi?

They caught him stealing.

Onlar onu çalarken yakaladılar.

He descended to stealing.

O, çalmaya tenezzül etti.

I wasn't stealing anything.

Ben herhangi bir şey çalmıyordum.

Stop stealing my sentences.

Cümlelerimi çalmayı bırak.

Tom was caught stealing.

Tom çalarken yakalandı.

Stealing is a crime.

Çalmak bir suçtur.

Tom started stealing money.

Tom para çalmaya başladı.

They're stealing your car!

Onlar arabanı çalıyorlar!

Sami got caught stealing.

Sami çalarken yakalandı.

He was spotted stealing cookies.

Kurabiyeleri çalarken belirlendi.

She is guilty of stealing.

O, çalmaktan suçludur.

He is guilty of stealing.

O çalmaktan suçludur.

He was fired for stealing.

O çaldığı için kovuldu.

He was caught stealing apples.

O elma çalarken yakalandı.

Tom is guilty of stealing.

Tom çalmakla suçlu.

You've been stealing from me.

Benden çalıyorsun.

He caught them stealing apples.

O onları elmaları çalarken yakaladı.

Tom accused Mary of stealing.

- Tom, Mary'yi çalmakla suçladı.
- Tom, Mary'yi hırsızlıkla suçladı.

Tom got caught stealing apples.

Tom elma çalarken yakalandı.

Are you stealing from me?

Benden çalıyor musun?

He is capable of stealing.

O çalma yeteneğine sahiptir.

Nobody ever caught Tom stealing.

Şimdiye kadar kimse Tom'u hırsızlık yaparken yakalamadı.

Tom was caught stealing apples.

Tom elmaları çalarken yakalandı.

Tom got caught stealing something.

Tom bir şey çalarken yakalandı.

- They must have suspected me of stealing.
- They must've suspected me of stealing.

Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.

- No one saw Tom stealing the book.
- Nobody saw Tom stealing the book.

Kimse Tom'un kitabı çaldığını görmedi.

He was accused of stealing money.

Para çalmakla suçlandı.

I caught him stealing the money.

Onu parayı çalarken yakaladım.

He accused the man of stealing.

O adamı çalmakla suçladı.

I confessed to stealing the money.

Parayı çaldığımı itiraf ettim.

I caught him stealing the camera.

Onu kamerayı çalarken yakaladım.

Tom accused the employee of stealing.

Tom işçiyi hırsızlıkla suçladı.

Please stop stealing things from me.

- Lütfen benden bir şeyler çalmayı bırakın.
- Lütfen benden bir şeyler çalmayı bırak.

Tom has been stealing from us.

Tom bizden çalıyor.

That boy denies stealing the bicycle.

O çocuk, bisikleti çaldığını reddediyor.

Have you been stealing from me?

Benden çalıyor musun?

Tom confessed to stealing the jewelry.

Tom mücevher çaldığını itiraf etti.

Dan accused Linda of stealing rations.

Dan Linda'yı erzak çalmakla suçladı.

Tom was caught stealing a car.

Tom bir araba çalarken yakalandı.

Are you accusing me of stealing?

Beni hırsızlıkla mı suçluyorsun?

Tom accused me of stealing money.

Tom beni para çalmakla suçladı.

Tom has been accused of stealing.

Tom çalmakla suçlanıyor.

He accused the employee of stealing.

Çalışanı hırsızlıkla suçladı.

He was punished for stealing money.

O; para çaldığı için cezalandırıldı.

- I thought Tom was stealing from us.
- I thought that Tom was stealing from us.

Tom'un bizden çaldığını düşündüm.

Forbid 7 minutes stealing from my life

Hayatımdan çaldığın 7 dakika haram olsun

She accused me of stealing her money.

O beni parasını çalmakla suçladı.

He was punished for stealing the money.

Para çaldığı için cezalandırıldı.

He was accused of stealing dinosaur bones.

O, dinozor kemiklerini çalmakla suçlandı.

I heard you got caught stealing something.

Bir şey çalarken yakalandığını duydum.

I caught the man stealing the money.

Adamı parayı çalarken yakaladım.

He was accused of stealing the jewels.

Mücevherleri çalmakla suçlandı.

He caught a boy stealing his watch.

Bir çocuğu onun saatini çalarken yakaladı.

She accused him of stealing her car.

O, onu arabasını çalmakla suçladı.

I feel like I'm stealing your sentences.

Ben kendimi senin cümlelerini çalıyorum gibi hissediyorum.

They accused him of stealing the bicycle.

Onlar onu bisikleti çalmakla suçladılar.

She accused him and her of stealing.

O, onu ve onu çalmakla suçladı.

Tom accused Mary of stealing some money.

Tom, Mary'yi biraz para çalmakla suçladı.

Tom accused Mary of stealing his money.

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı.

She accused him of stealing her money.

O, onu onun parasını çalmakla suçladı.

Tom accused Mary of stealing his bicycle.

Tom, Mary'yi bisikletini çalmakla suçladı.

Tom accused Mary of stealing his computer.

Tom, Mary'yi bilgisayarını çalmakla suçladı.

Tom caught Mary and John stealing apples.

Tom Mary ve John'u elma çalarken yakaladı.

Sami has been stealing his girlfriend's money.

Sami kız arkadaşının parasını çalıyor.

They are stealing your information at any time

sizin her bilginizi çalıyorlar her an hemde

He was caught in the act of stealing.

Hırsızlık yaparken yakalandı.

The court found him guilty of stealing money.

Mahkeme onu para çalmaktan suçlu buldu.

I caught him stealing pears in the orchard.

Onu bahçede armutları çalarken yakaladım.

You're the one who suggested stealing Tom's car.

Tom'un arabasını çalmayı öneren sensin.

She told me about the evils of stealing.

O bana çalmanın kötülüklerinden bahsetti.

How long have you been stealing from me?

Ne zamandan beri benden çalıyorsun?

Unless caught stealing, one is not a thief.

Çalarken yakalanmadıkça, biri hırsız değildir.

Tom has been accused of stealing some bicycles.

Tom bazı bisikletleri çalmakla suçlanıyor.

I caught Tom stealing apples from our tree.

Tom'u ağacımızdan elmaları çalarken yakaladım.

She's thought, "Okay, brittle stars are stealing my food,"

"Yılan yıldızları yemeğimi çalıyor." diye düşündü

The sight of the money tempted him into stealing.

Paranın görünüşü onu çalmaya teşvik etti.

He was detected in the very act of stealing.

O, tam çalma anında tespit edildi.

Tom is the one that's been stealing our sheep.

Koyunlarımızı çalan kişi Tom.

I saw Tom stealing something out of your purse.

Tom'un çantandan bir şey çaldığını gördüm.

Tom caught Mary stealing money from the cash register.

Tom Mary'yi yazar kasadan para çalarken yakaladı.

Tom was caught stealing money from the cash register.

Tom yazar kasadan para çalarken yakalandı.

I caught my son stealing from a cookie jar.

Oğlumu kurabiye kavanozundan çalarken yakaladım.

Tom accused me of stealing his grandfather's antique watch.

Tom beni dedesinin antika saatini çalmakla suçladı.

I shouldn't have accused him of stealing the money.

Onu parayı çalmakla suçlamamalıydım.

Tom was seen stealing apples from the neighbor's tree.

Tom komşunun ağacından elma çalarken görüldü.

Tom has no qualms about stealing other people's food.

Tom'un diğer insanların yiyeceğini çalmakla ilgili vicdan azabı yok.

Tom was caught stealing apples from his neighbor's tree.

Tom komşusunun ağacından elma çalarken yakalandı.

Tom saw Mary stealing money from the cash register.

Tom, Mary'nin kasadan para çaldığını gördü.

He was seen stealing apples from the neighbor's tree.

Komşunun ağacından elma çalarken görülmüş.

- Is it true that Tom was caught stealing from little kids?
- Is it true Tom was caught stealing from little kids?

Tom'un küçük çocuklardan çalarken yakalandığı doğru mu?

You can't accuse him of stealing unless you have proof.

Kanıtın olmadıkça onu çalmakla suçlayamazsın.