Translation of "Sixteen" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Sixteen" in a sentence and their turkish translations:

Sami turned sixteen.

Sami on altı yaşına girdi.

- I am sixteen years old.
- I'm sixteen years old.

Ben on altı yaşındayım.

- Sami was only sixteen.
- Sami was only sixteen years old.

Sami sadece on altı yaşındaydı.

Square of 256 -- sixteen.

256'nın karekökü? Cevap:16.

I'll be sixteen in September.

Eylülde on altı olacağım.

Four plus sixteen equals twenty.

Dört artı on altı yirmiye eşittir.

Emily left school at sixteen.

Emily okuldan on altı yaşında ayrıldı.

- I am sixteen years old.
- I'm sixteen years old.
- I am 16 years old.

Ben on altı yaşındayım.

I will be sixteen in May.

Mayısta on altı olacağım.

I will be sixteen next birthday.

Gelecek doğum gününde on altı olacağım.

Those boys are sixteen years old.

Bu oğlanlar on altı yaşındalar.

"How old are you?" "I'm sixteen."

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

Sami is never gonna see sixteen.

- Sami asla on altıyı görmeyecek.
- Sami asla on altı yaşını görmeyecek.

Sami is now sixteen years old.

Sami şimdi on altı yaşında.

Sami was only sixteen years old.

- Sami sadece on altı yaşındaydı.
- Sami daha on altı yaşındaydı.

- I'll be sixteen years old next month.
- I will be sixteen years old next month.

Gelecek ay on altı yaşında olacağım.

Two is the fourth root of sixteen.

On altının dördüncü dereceden kökü ikidir.

I'll be sixteen on my next birthday.

Gelecek doğum günümde on altı olacağım.

I was sixteen years younger than him.

- Ondan on altı yaş küçüktüm.
- Ondan on altı yaş gençtim.

Germany is made up of sixteen Länder.

Almanya on altı eyaletten oluşur.

Sami had sixteen different accounts on Instagram.

Sami'nin İnstagram üzerinde on altı farklı hesabı vardı.

Now you are sixteen, you should know better.

Şimdi 16 yaşındasın, daha iyi bilmen gerekir.

She said he would be sixteen next month.

Gelecek ay on altı olacağını söyledi.

I will be sixteen years old next year.

Önümüzdeki yıl on altı yaşında olacağım.

She said she would be sixteen next month.

O, gelecek ay on altı olacağını söyledi.

My older sister Angelina is sixteen years old.

Ablam Angelina on altı yaşında.

Brazil hosts the Summer Olympics in twenty sixteen.

Brezilya iki bin on altıda Yaz Olimpiyatlarına ev sahipliği yapıyor.

Sami is sixteen and he's still a minor.

Sami on altı yaşında ve hala reşit değil..

Sixteen-strong. This is the largest otter family here.

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

She read the book once when she was sixteen.

O, on altı yaşındayken kitabı bir kez okudu.

I've been working since I was sixteen years old.

On altı yaşımdan beri çalışıyorum.

When she was forty, she could speak sixteen languages.

O, kırk yaşındayken on altı tane dili konuşabilirdi.

Sami got a sixteen thousand dollar check from Layla.

Sami, Leyla'dan on altı bin dolarlık bir çek aldı.

Sami got his first job at sixteen, milking cows.

Sami ilk işini on altı yaşında inek sağarak aldı.

Sami met Layla when he as sixteen years old.

Sami, on altı yaşındayken Leyla ile tanıştı.

- "How old are you?" "I'm sixteen."
- "How old are you?" "I'm 16 years old."
- "How old are you?" "Sixteen years old".

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

Linda is sixteen, but had no trouble passing for twenty.

Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.

I was sixteen in this picture, and Tom was ten.

Bu fotoğrafta on altı yaşındaydım ve Tom on yaşındaydı.

The student answered, "The square root of 256 is sixteen."

- Öğrenci "256'nın karekökü on altıdır" diye yanıtladı.
- Talebe "256'nın karekökü on altıdır" diye cevapladı.

Four hundred and sixteen Chinese Olympic athletes are in Rio.

Dört yüz on altı tane Çinli olimpik sporcu Rio'dadır.

Tom began living by himself at the age of sixteen.

Tom on altı yaşında tek başına yaşamaya başladı.

I dropped out of high school when I was sixteen.

On altı yaşımdayken liseden ayrıldım.

- Tom told me that he had been skydiving since he was sixteen.
- Tom told me he had been skydiving since he was sixteen.

Tom bana on altı yaşından beri hava dalışı yaptığını söyledi.

When I was sixteen, I played tennis for the first time.

İlk kez on altı yaşındayken tenis oynadım.

We are the same age. We are both sixteen years old.

Aynı yaştayız. İkimiz de 16 yaşındayız.

Ten, eleven, twelve, thirteen, fourteen, fifteen, sixteen, seventeen, eighteen, nineteen, twenty.

On, on bir, on iki, on üç, on dört, on beş, on altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi.

Only sixteen percent of the teachers at the school are female.

Okuldaki öğretmenlerin sadece yüzde on altısı kadındır.

When he was forty years old, he could speak sixteen languages.

O kırk yaşındayken on altı dil konuşabiliyordu.

Even though Tom is only sixteen, he looks like he's over twenty.

Tom sadece on altı yaşında olmasına rağmen yirminin üzerinde gibi görünüyor.

In the last sixteen years, employment in Texas has tripled the US average.

Son on altı yılda, Teksas'ta istihdam ABD ortalamasını üçe katladı.

Children of age sixteen and under will not be admitted to the theatre.

16 yaş ve altındaki çocuklar tiyatroya kabul edilmeyecek.

Children who are sixteen years old or younger may not enter the theater.

On altı yaşında veya daha küçükler tiyatroya giremezler.

She said she had met with a traffic accident when she was sixteen.

O on altı yaşındayken bir trafik kazasıyla karşılaştığını söyledi.

I got a motorcycle driver's license when I was sixteen and a half.

Ben on altı buçuk yaşındayken bir motosiklet ehliyeti aldım.

She didn't want her daughter to be pregnant at the age of sixteen.

O, kızının on altı yaşında hamile olmasını istemiyordu.

And a companion-in-arms for sixteen  years whom I considered my best friend.”

ve on altı yıl boyunca en iyi arkadaşım olarak gördüğüm bir silah arkadaşımı kaybettim . "

- "How old are you?" "I'm sixteen."
- "How old are you?" "I'm 16 years old."

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım."

Sami posed as a nurse at a Cairo hospital when he was just sixteen.

Sami henüz on altı yaşındayken bir Kahire hastanesinde hemşire olarak çalışıyordu.

- "How old are you?" "I'm 16 years old."
- "How old are you?" "Sixteen years old".

"Kaç yaşındasın?" "On altı yaşındayım".

One hundred and sixteen people died as a result of a bomb attack in Pakistan.

Pakistan'daki bir bombalı saldırı sonucunda yüz on altı kişi öldü.

- Brazil is the host of the 2016 Summer Olympic Games.
- Brazil hosts the Summer Olympics in twenty sixteen.

Brezilya 2016 Yaz Olimpiyat Oyunları'nın evsahibidir.

- When I was ten years old, I thought that when I would be sixteen, my life would be cool.
- When I was 10 years old, I thought that when I would be 16, my life would be cool.

On yaşındayken, ne zaman on altı yaşımda olacağımı, hayatımın harika olacağını düşünürdüm.