Translation of "Repaired" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Repaired" in a sentence and their turkish translations:

- He repaired his bicycle.
- She repaired her bicycle.

Bisikletini tamir etti.

It's being repaired.

O tamir ediliyor.

Sami repaired radios.

Sami radyoları tamir ediyordu.

She repaired my umbrella.

O, şemsiyemi onardı.

She repaired a ventilator.

O bir vantilatör onardı.

It can be repaired.

O tamir edilebilir.

They repaired a watch.

Onlar bir saati onardılar.

Tom repaired his clock.

Tom saatini tamir etti.

Can it be repaired?

O tamir edilebilir mi?

He repaired the nets.

O ağlarını onardı.

Tom repaired my bicycle.

Tom bisikletimi tamir etti.

Honor cannot be repaired.

Onur asla tamir edilemez.

- Your car is repaired now.
- Your car has been repaired now.

Araban şimdi tatil edildi.

- This broken vase can't be repaired.
- This broken vase cannot be repaired.

Bu kırık vazo onarılamaz.

The bridge is being repaired.

Köprü tamir ediliyor.

Can you get it repaired?

Onu tamir ettirebilir misin?

It needs to be repaired.

O tamir edilmeli.

I got my bicycle repaired.

Bisikletimi tamir ettirdim.

My watch has been repaired.

Saatim tamir edildi.

I want this computer repaired.

Bu bilgisayarın tamir edilmesini istiyorum.

My car is being repaired.

Arabam tamir ediliyor.

Your car is repaired now.

Araban şimdi tamir ediliyor.

Presumably, Tom repaired the computer.

Muhtemelen, bilgisayarı Tom tamir etti.

Perhaps it can be repaired.

Belki tamir edilebilir.

The road is being repaired.

Yol tamir ediliyor.

Our car is being repaired.

Arabamız tamir ediliyor.

My laptop is being repaired.

Dizüstü bilgisayarım tamir ediliyor.

Can this windshield be repaired?

Bu ön camı tamir edebilir mi?

- You should have repaired it right away.
- You should've repaired it right away.

Bunu hemen tamir etmeliydiniz.

- Tom said it can be repaired.
- Tom said that it can be repaired.

Tom bunun tamir edilebileceğini söyledi.

My car is now being repaired.

Arabam şu anda tamir ediliyor.

My father repaired my old watch.

Babam eski saatimi tamir etti.

He repaired his watch by himself.

O, saatini kendi başına tamir etti.

I must have my bicycle repaired.

Bisikletimi tamir ettirmeliyim.

This chair needs to be repaired.

- Bu sandalyenin tamir edilmesi gerekiyor.
- Bu sandalye tamir edilmeli.

Have you ever repaired a TV?

Hiç televizyon tamir ettin mi?

My bicycle needs to be repaired.

Bisikletimin tamir edilmeye ihtiyacı var.

I had my bicycle repaired yesterday.

Dün bisikletimi tamir ettirdim.

The chair needs to be repaired.

Sandalye onarılmalı.

His car has just been repaired.

Onun arabası henüz tamir edildi.

- I fixed one.
- I repaired one.

Ben bir tane onardım.

I must have my car repaired.

Arabamı tamir ettirmeliyim.

I must have my watch repaired.

Saatimi tamir ettirmeliyim.

I would have repaired the car.

Arabayı tamir ederdim.

This stool needs to be repaired.

Bu taburenin onarılması gerekiyor.

Tom repaired my watch for me.

Tom benim için saatimi onardı.

The piano technician repaired the piano.

Piyano teknisyeni piyanoyu onardı.

Tom repaired his watch by himself.

Tom saatini kendi başına tamir etti.

I have to get this repaired.

Bunu tamir etmek zorundayım.

- I will get these shoes repaired by tomorrow.
- I'll get these shoes repaired by tomorrow.

Yarına kadar bu ayakkabıları tamir ettireceğim.

Where did you get your camera repaired?

Kameranı nerede tamir ettirdin?

I had my radio repaired by him.

Ona radyomu tamir ettirdim.

I really must have my watch repaired.

Saatimi gerçekten tamir ettirmeliyim.

I have to get my computer repaired.

Bilgisayarımı tamir ettirmeliyim.

Where can I have my watch repaired?

Saatimi nerede tamir ettirebilirim?

He repaired the legs of the table.

Masanın ayaklarını tamir etti.

I need to get my oboe repaired.

Obuamı tamir ettirmem gerekiyor.

I'll have to have my camera repaired.

Kameramı tamir ettirmek zorunda kalacağım.

Humans are healed, but machines are repaired.

İnsanlar iyileştirilir ama makineler tamir edilir.

Our broken water heater couldn't be repaired.

Bozuk su ısıtıcımız tamir edilemedi.

"Can these windshield chips be repaired?" "Sure."

"Bu ön cam çiziklerini tamir edilebilir mi?" "Elbette."

He repaired the broken window of my house.

O benim evin kırık penceresini tamir etti.

I had my watch repaired at the store.

Mağazada saatimi tamir ettirdim.

The table is broken, it must be repaired.

Masa kırık, tamir edilmelidir.

- Tom repaired his clock.
- Tom fixed his clock.

Tom saatini onardı.

- Can it be repaired?
- Can it be fixed?

- Bu onarılabilir mi?
- Bu tamir edilebilir mi?

The car would have been repaired by me.

Araba benim tarafımdan tamir edilirdi.

I had my camera repaired at that shop.

O dükkânda kameramı tamir ettirdim.

I want this repaired as soon as possible.

Mümkün olduğu kadar çabuk bunun tamir edilmesini istiyorum.

Those are the people whose car I repaired.

Onlar, arabalarını tamir ettiğim insanlardır.

Tom took his computer in to be repaired.

Tom tamir edilmesi için bilgisayarını içeri götürdü.

The historical building was repaired using traditional methods.

Tarihi yapı geleneksel yöntemler kulanılarak onarıldı.

- The fault was fixed.
- The fault was repaired.

Arıza giderildi.

- I'll get it fixed.
- I'll get this repaired.

Bunu tamir ettireceğim.

- Tom repaired his bicycle.
- Tom fixed his bicycle.

- Tom bisikletini tamir etti.
- Tom bisikletini onardı.

If a smartphone breaks, it cannot be repaired.

Bir akıllı telefon kırılırsa tamir edilemez.

The house with the damaged roof has been repaired.

Hasarlı çatılı ev tamir edildi.

Tell Tom the air conditioner needs to be repaired.

Tom'a klimanın onarılması gerektiğini söyle.

What would it cost to have this chair repaired?

Bu arabayı tamir ettirmek kaça mal olur?

- The fault was fixed.
- The fault has been repaired.

Hata onarıldı.

The clock that got broken must be repaired right away.

Arızalı saat hemen onarılmalıdır.

- My car is being repaired.
- My car is being fixed.

Arabam tamir ediliyor.

- This bicycle needs repairing.
- This bike needs to be repaired.

Bu bisikletin onarılması gerekiyor.

- This watch wants mending.
- This watch needs to be repaired.

Bu saat tamir edilmeli.

I had had my watch repaired, but it broke again.

Ben saatimi tamir ettirdim ama tekrar bozuldu.

- I had the door mended.
- I had the door repaired.

Kapıyı tamir ettirdim.

How much will it cost to have my shoes repaired?

Ayakkabılarımı tamir ettirmek ne kadara mal olur?

It cost me a fortune to get my car repaired.

Arabamı tamir ettirmem bana bir servete mal oldu.

- Tom fixed the broken radio.
- Tom repaired the broken radio.

Tom bozuk radyoyu tamir etti.

I am going to have my watch repaired by John.

Saatimi John'a tamir ettireceğim.