Examples of using "Refuses" in a sentence and their turkish translations:
- O formülü reddediyor.
- O, mamayı reddediyor.
Tom çalışmayı reddediyor.
O ölmeyi reddediyor.
Tom konuşmayı reddediyor.
Tom şarkı söylemeyi reddediyor.
Tom ayrılmayı reddediyor.
Tom yemek yemeyi reddediyor.
- Tom karşı koymayı reddediyor.
- Tom direnmeyi reddediyor.
O bize inanmayı reddetti.
Tom onu kabul etmeyi reddediyor.
Tom Fransızca konuşmayı reddediyor.
Tom onu yapmayı reddediyor.
Tom karışmayı reddediyor.
O, beni dinlemeyi reddediyor.
Tom yeni bir şey satın almayı kabul etmiyor.
Tom onun sebzelerini yemeyi reddediyor.
Diğeri saklanmayı reddediyor.
Bu mantar çıkmayı reddediyor.
O ne olduğunu söylemeyi reddediyor.
Üzgün olduğunu söylemeyi reddediyor.
Tom hâlâ bunu yapmayı reddediyor.
O bu konuda daha fazla söylemeyi reddediyor.
Erkek arkadaşım mikrodalga kullanmayı reddediyor.
Annesini dinlemeyi reddediyor.
O, annesini dinlemeyi reddediyor.
- O yaşlılığı kabul etmiyor.
- O, ihtiyarlığı reddediyor.
Tom Mary'den emirler almayı reddediyor.
Tom Mary için bir şey yapmayı reddediyor.
Tom makul bir isteği asla reddetmeyeceğini söylüyor.
Hükümet kamuoyu baskısına boyun eğmeyi reddediyor.
Tom deriden yapılmış bir şey satın almayı reddediyor.
Tom Çinde yapılmış bir şeyi almayı reddediyor.
O, yaşlı olduğunu kabul etmiyor.
Çin malı hiçbir şey almaya yanaşmıyor.
vergi anlaşmasını reddedip, haraç ödemeyi keser ve özerklik ilan eder
Tom yaşına rağmen emekli olmayı reddediyor.
Tom ayrılmayı reddediyor.
O, kararını verdi ve onu değiştirmeyi reddediyor.
Hükümet bunu kabul etmeyi reddetse de, ekonomi politikası harap olmuş durumda.
Onu ne kadar çok teşvik ettiğim önemli değil, O, görev üzerinde çalışmaya başlamayı reddediyor.
Şirket, maliyetleri düşürmek için çalışanların fazla mesai yapmasına izin vermeyi reddediyor.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.