Translation of "Pirate" in Turkish

She's the pirate queen.

O korsan kraliçesidir.

Tom is a pirate.

Tom bir korsandır.

Do you like pirate movies?

Korsan filmleri seviyor musun?

Mary wore a pirate costume.

Mary bir korsan kostümü giydi.

Tom wore a pirate costume.

Tom bir korsan kostümü giydi.

Blackbeard was a notorious English pirate.

Karasakal kötü şöhretli bir İngiliz korsandı.

Tom was dressed like a pirate.

Tom bir korsan gibi giyinmişti.

This pirate has a pet parrot.

Bu korsanın evcil bir papağanı var.

Tom is wearing a pirate costume.

Tom korsan kostümü giyiyor.

They called President Roosevelt a pirate.

Başkan Roosevelt'e bir korsan dediler.

The pirate has a peg leg.

Korsanın bir tahta bacağı var.

Anne Bonny was a female pirate.

Anne Bonny dişi bir korsandı.

Blackbeard was a very famous pirate.

Kara sakal çok ünlü bir korsandı.

And pirate music CDs in the USA

veya ABD'deki korsan müziğin

He wore a pirate costume for Halloween.

Cadılar Bayramı için bir korsan kıyafeti giydi.

She wore a pirate costume for Halloween.

Cadılar bayramı için bir korsan elbisesi giydi.

Tom's great-great-grandfather was a pirate.

- Tom'un büyük büyük büyükbabası bir korsandı.
- Tom'un dedesinin dedesi bir korsanmış.

The parrot and the pirate are best friends.

Papağan ve korsan en iyi arkadaşlar.

My grandfather was a pirate, a treasure hunter.

Büyükbabam bir korsandı, bir hazine avcısıydı.

Tom wore a pirate costume to the party.

Tom parti için korsan kostümü giydi.

Tom dressed up as a pirate for Halloween.

Tom, Halloween için korsan gibi giyindi.

The pirate was observing the sea with his monocular.

Korsan, monoküleriyle denize gözlüyordu

Tom came to the party dressed as a pirate.

Tom partiye bir korsan gibi giyinmiş geldi.

The pirate, sword in hand, leapt onto the deck.

Korsan, elindeki kılıç, güverte üzerine atladı.

20 boxes filled with pirate CDs and DVDs were found.

Korsan CD ve DVD dolu 20 kutu bulundu.

Tom showed up at the party dressed like a pirate.

Tom partide bir korsan gibi giyinmiş olarak ortaya çıktı.

Tom showed up at the party dressed as a pirate.

Tom korsan olarak giyinmiş olarak partide ortaya çıktı.

We could see what we thought was a pirate ship in the distance.

Uzakta bir korsan gemisi olduğunu düşündüğümüz şeyi görebiliyorduk.

Christopher Columbus enjoyed the torrents of Pirate Bay and would often go surfing there.

Christopher Columbus Pirate Bay'ın sularından zevk aldı ve oraya sık sık sörf yapmaya giderdi.

The attack had been partly funded by the sale of pirate music CDs in the US.

Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.

Ching Shih was a female pirate who commanded a fleet of 1,500 ships and 80,000 sailors.

Ching Shih 1.500 gemi ve 80.000 denizciden oluşan filosuna komuta eden bir kadın korsandı.

A renowned tactician, Christopher Columbus once downed an entire pirate fleet by stealing all of their fruits and vegetables, thus giving them scurvy.

Bir ünlü taktisyen, Christopher Columbus bir zamanlar onların tüm sebze ve meyvelerini çalarak, böylece onlara iskorbüt vererek tüm korsan filosunu yok etti,