Translation of "Peasants" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Peasants" in a sentence and their turkish translations:

The poor peasants ate potatoes.

Yoksul köylüler patates yediler.

The peasants were planting rice.

Köylüler pirinç ekiyorlardı.

The peasants are planting rice.

Köylüler pirinç ekiyorlar.

Many peasants died during the drought.

- Birçok köylü kuraklık esnasında öldü.
- Kıtlık süresince birçok köylü öldü.

The peasants complained of excessive taxation.

Köylüler aşırı vergilendirmeden şikayet ettiler.

By September 12th, groups of peasants trickled into Nicopolis,

12 Eylül'de köylüler Nigbolu'ya girdi

The peasants rose up in rebellion against the ruler.

Köylüler hükümdara karşı ayaklandılar.

Look, Peasants unions used to have a big political grip.

Bakın, Köylü sendikalarının eskiden büyük politik kıskacı vardı.

Most of the peasants living in this godforsaken village are illiterate.

- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.
- Bu kasvetli köyde yaşayan köylülerin çoğu cahildir.

This discovery has been exploited to the detriment of the poor peasants.

Bu keşif, fakir çiftçilerin aleyhine oldu.

The majority of the peasants living in this godforsaken village cannot read nor write.

- Bu kahrolası köyde yaşayan köylülerin çoğunluğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.
- Bu kasvetli köyde yaşayan köylülerin çoğunluğu ne okuyabiliyor ne de yazabiliyor.

Their estates are confiscated and given to the peasants who, in exchange, are to be trained

Mülklerine el koyar ve oraları hasat sonrasında orduya hizmet