Examples of using "Mustache" in a sentence and their turkish translations:
Tom bıyığını tıraş etti.
O bıyık uzatıyor.
O, bıyığını burdu.
Tom'un bıyığı var.
Tom bıyığını kesti.
Bıyığını tıraş etti.
Bıyığın güzel görünüyor.
Tom bıyıklarını burdu.
Bıyık Tom'a uyuyor.
Bıyığım var.
Ben bıyık uzattım.
Ablamın bir bıyığı var.
- Tom bir bıyık uzatıyor.
- Tom bıyık bırakıyor.
O, bıyığını kesti.
Tom'un uzun kıvrık bir bıyığı var.
Tom bıyığını tekrar uzattı.
Tom'un büyük bir bıyığı var.
Tom'un küçük bir bıyığı var.
Hiç bıyığım olmadı.
Bıyık bırakıyor.
Onun büyük bir pala bıyığı var.
Bıyıklı şu adam kim?
Tom bıyıklarını tıraş etti.
Abimin bıyığı var.
Tom'un asla bir bıyığı olmadı.
Henüz bıyık bırakamadım.
Tom'un bıyığı vardı.
Henüz bıyık bırakamıyorum.
Tom sakal ve bıyık bıraktı.
Bıyık üst dudakta çıkar.
Tom Mary'nin resminde bir bıyık çizdi.
Bu Rusun büyük bir bıyığı var.
Bir bıyıkla iyi görünür müyüm?
- Tom bıyık uzattı.
- Tom bıyık bıraktı.
Tom'un bıyığı oldukça iyi görünüyor, değil mi?
Büyük bıyıklı bir adam beni takip etmeye başladı.
Bir bıyıkla iyi görüneceğimi düşünüyor musun?
Mary kocasından Tom'unki gibi bıyık bırakmasını istedi.
Tom'un onu son gördüğümde bir bıyığı vardı.
Bu kalın bıyığı uzatmak uzun zamanımı aldı.
Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.
Bu peruk, bu bıyık ve gözlükle kimse beni tanımaz.
Bıyıksız bir adamı öpmek tuzsuz yumurta yemek gibidir.
Tom'un henüz bıyığı çıkmıyor.
Mary'nin resmine bir bıyık çizdim.
Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.
O her ucundan özenle kıvrılmış bir bıyığı olan şık bir adamdı.