Translation of "Mustache" in Turkish

0.035 sec.

Examples of using "Mustache" in a sentence and their turkish translations:

- Tom shaved off his mustache.
- Tom shaved his mustache off.

Tom bıyığını tıraş etti.

He grows a mustache.

O bıyık uzatıyor.

He twirled his mustache.

O, bıyığını burdu.

Tom has a mustache.

Tom'un bıyığı var.

Tom trimmed his mustache.

Tom bıyığını kesti.

She shaved her mustache.

Bıyığını tıraş etti.

Your mustache looks nice.

Bıyığın güzel görünüyor.

Tom twirled his mustache.

Tom bıyıklarını burdu.

A mustache suits Tom.

Bıyık Tom'a uyuyor.

I have a mustache.

Bıyığım var.

I grew a mustache.

Ben bıyık uzattım.

- My older brother has a mustache.
- My older sister has a mustache.

Ablamın bir bıyığı var.

Tom is growing a mustache.

- Tom bir bıyık uzatıyor.
- Tom bıyık bırakıyor.

He shaved his mustache off.

O, bıyığını kesti.

Tom has a handlebar mustache.

Tom'un uzun kıvrık bir bıyığı var.

Tom grew back his mustache.

Tom bıyığını tekrar uzattı.

Tom has a large mustache.

Tom'un büyük bir bıyığı var.

Tom has a little mustache.

Tom'un küçük bir bıyığı var.

I've never had a mustache.

Hiç bıyığım olmadı.

He is growing a mustache.

Bıyık bırakıyor.

He has a huge handlebar mustache.

Onun büyük bir pala bıyığı var.

Who's that guy with the mustache?

Bıyıklı şu adam kim?

Tom has shaved off his mustache.

Tom bıyıklarını tıraş etti.

My older brother has a mustache.

Abimin bıyığı var.

Tom has never had a mustache.

Tom'un asla bir bıyığı olmadı.

I couldn't grow a mustache yet.

Henüz bıyık bırakamadım.

Tom used to have a mustache.

Tom'un bıyığı vardı.

I can't grow a mustache yet.

Henüz bıyık bırakamıyorum.

Tom grew a beard and mustache.

Tom sakal ve bıyık bıraktı.

A mustache grows on the upper lip.

Bıyık üst dudakta çıkar.

Tom drew a mustache on Mary's picture.

Tom Mary'nin resminde bir bıyık çizdi.

This Russian man has a large mustache.

Bu Rusun büyük bir bıyığı var.

Would I look good with a mustache?

Bir bıyıkla iyi görünür müyüm?

- Tom grew a mustache.
- Tom grew a moustache.

- Tom bıyık uzattı.
- Tom bıyık bıraktı.

Tom's mustache looks pretty good, don't you think?

Tom'un bıyığı oldukça iyi görünüyor, değil mi?

A guy with a big mustache started following me.

Büyük bıyıklı bir adam beni takip etmeye başladı.

Do you think I'd look good with a mustache?

Bir bıyıkla iyi görüneceğimi düşünüyor musun?

Mary asked her husband to grow a mustache like Tom's.

Mary kocasından Tom'unki gibi bıyık bırakmasını istedi.

Tom had a mustache the last time I saw him.

Tom'un onu son gördüğümde bir bıyığı vardı.

Growing this thick mustache has taken me quite a while.

Bu kalın bıyığı uzatmak uzun zamanımı aldı.

A kiss without a mustache is like an egg without salt.

Bıyıksız bir öpücük tuzsuz bir yumurta gibidir.

With the wig, the mustache and the glasses, nobody recognizes me.

Bu peruk, bu bıyık ve gözlükle kimse beni tanımaz.

Kissing a man without a mustache is like eating eggs without salt.

Bıyıksız bir adamı öpmek tuzsuz yumurta yemek gibidir.

- Tom can't grow a moustache yet.
- Tom can't grow a mustache yet.

Tom'un henüz bıyığı çıkmıyor.

- I drew a moustache on Mary's picture.
- I drew a mustache on Mary's picture.

Mary'nin resmine bir bıyık çizdim.

A kiss without a mustache is like a bowl of soup with no salt.

Bıyıksız bir öpücük bir kase tuzsuz çorba gibidir.

He was a dapper man with a mustache that curled neatly at each tip.

O her ucundan özenle kıvrılmış bir bıyığı olan şık bir adamdı.