Translation of "Memory" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Memory" in a sentence and their turkish translations:

What memory!

Ne bellek!

- My memory is terrible.
- I have terrible memory.

Hafızam çok kötü.

What a memory!

Ne bellek!

Refresh my memory.

Hafızamı tazeleyin.

- You have a good memory.
- Your memory is good.

Sen iyi bir hafızaya sahipsin.

- You have an excellent memory.
- You've got an excellent memory.

Mükemmel bir hafızan var.

- You have a good memory.
- You've got a great memory.

Sen iyi bir hafızaya sahipsin.

I have selective memory.

İşime gelmeyen şeyi hatırlamam.

My memory is failing.

Hafızam zayıflıyor.

He lost his memory.

- O hafızasını kaybetti.
- Hafızasını kaybetti.
- Hafızasını yitirdi.

His memory amazes me.

Onun hafızası beni şaşırtıyor.

Memory is not stable.

Bellek değişmez değildir.

Your memory is good.

Sen iyi bir hafızaya sahipsin.

What's your earliest memory?

En eski anın nedir?

Your memory is fine.

Senin hafızan iyi.

Tom is a memory.

Tom bir anı.

Tom lost his memory.

Tom hafızasını kaybetti.

His memory baffles me.

Onun belleği beni şaşırtıyor.

She lost her memory.

Hafızasını yitirdi.

Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.

Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.

- I have a poor memory.
- I don't have a good memory.

Zayıf bir belleğim var.

- You have a pretty good memory.
- You've got a pretty good memory.

Oldukça iyi bir belleğin var.

- Tom has a very good memory.
- Tom's got a very good memory.

Tom'un çok iyi bir hafızası var.

What a memory you have.

Ne hafızan var!

He has become a memory.

O bir anı oldu.

Doctor, I have memory problems.

Doktor, hafıza sorunlarım var.

Tom has a terrible memory.

Tom'un berbat bir hafızası var.

His memory had betrayed him.

Hafızası ona ihanet etmişti.

She has a photographic memory.

O bir fotoğrafik hafızaya sahip.

He has a photographic memory.

Onun fotoğrafik bir hafızası var.

She has a good memory.

Onun iyi bir hafızası var.

Tom has an amazing memory.

Tom'un şaşırtıcı bir belleği var.

Tom has a remarkable memory.

Tom'un olağanüstü bir hafızası var.

Tom has a poor memory.

Tom'un kötü bir hafızası var.

You have a poor memory!

Sen kötü bir belleğe sahipsin!

They have a poor memory.

Onların kötü bir hafızaları var.

Amnesia means "loss of memory".

Amnezi, "hafıza kaybı" anlamına gelir.

Maybe it'll refresh your memory!

Belki hafızanı tazeleyecek.

You have a great memory!

Senin büyük bir belleğin var!

You've got a poor memory!

Zayıf bir hafızan var.

I have a photographic memory.

Görsel hafızam var.

He possessed a good memory.

O iyi bir belleğe sahipti.

Tom has a great memory.

Tom'un müthiş bir hafızası var.

You've got a great memory.

Sen harika bir belleğe sahipsin.

He has a remarkable memory.

Onun dikkate değer bir hafızası vardır.

He had a wonderful memory.

Harika bir hafızası vardı.

Tom has a photographic memory.

Tom fotoğrafik bir hafızaya sahip.

His memory will live forever.

Onun hafızası sonsuza dek yaşayacak.

Tom has a good memory.

Tom, iyi bir belleğe sahiptir.

He has a good memory.

O iyi bir hafızaya sahiptir.

My grandmother lost her memory.

Anneannem hafızasını kaybetti.

Can someone refresh my memory?

Birisi hafızamı yenileyebilir mi?

I have a good memory.

İyi bir hafızam vardır.

I have a great memory.

Harika bir belleğim var.

You have a great memory.

Harika bir hafızan var.

I have a terrible memory.

Berbat bir hafızam var.

Your memory isn't too good.

Hafızan pek iyi değil.

- You do not have a good memory.
- You don't have a good memory.

İyi bir hafızan yok.

- I have a memory like a goldfish.
- I have the memory of a goldfish.

Japon balığı gibi hafızam var.

Liars must have a good memory.

Yalancılar iyi bir hafızaya sahip olmalıdırlar.

She has a good memory, too.

Onun da iyi bir hafızası var.

Old age has undermined her memory.

Onun hafızası yıllarla birlikte zayıfladı.

A good memory is his weapon.

İyi bir bellek onun silahıdır.

She removed him from her memory.

Onu hafızasından çıkardı.

Tom has a pretty good memory.

Tom'un oldukça iyi bir hafızası var.

He has a naturally good memory.

O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.

Repetition is the mother of memory.

Tekrar, hafızanın anahtarıdır.

There's nothing wrong with my memory.

Hafızamda yanlış bir şey yok.

She also has a good memory.

- Onun da iyi bir hafızası var.
- Onun aynı zamanda iyi bir belleği vardır.

I have no memory of you.

Senin hakkında hiçbir anım yok.

My brother has a good memory.

Erkek kardeşimin iyi bir hafızası var.

Her name often slips my memory.

Adı sık sık hafızamdan çıkar.

I have a very good memory.

Çok iyi bir belleğe sahibim.

I have no memory of that.

Onunla ilgili anım yok.

He had a wonderfully powerful memory.

Onun harika bir güçlü hafızası vardı.

Did you draw it from memory?

Bunu aklından mı çizdin?

I don't remember losing my memory.

Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.

His memory is deteriorating with age.

Onun belleği yaş nedeniyle kötüleşiyor.

I am running short of memory.

Hafızam doluyor.

Tom doesn't have a good memory.

Tom'un iyi bir belleği yok.

Does this document refresh your memory?

Bu belge, hafızanı tazeler mi?

What's your favorite memory from childhood?

En sevdiğin çocukluk anın nedir?

I also have a bad memory.

- Benim de kötü bir hafızam var.
- Ben de kötü bir belleğe sahibim.

You have a very good memory.

Çok iyi bir belleğe sahipsin.

Tom has a good memory, too.

Tom'un da iyi bir hafızası var.

What is your earliest childhood memory?

En eski çocukluk anınız nedir?

There's a gap in my memory.

Hafızamda bir boşluk var.

How can I improve my memory?

Hafızamı nasıl geliştirebilirim?

Mary has a very good memory.

Mary'nin çok iyi bir hafızası var.

I don't have a good memory.

İyi bir hafızam yok.