Translation of "Rage" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Rage" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's got road rage.
- Tom has road rage.

Tom trafik magandasıdır.

He choked with rage.

Öfkeyle boğdu.

It's all the rage.

Bu pek modadır.

He was trembling with rage.

O, öfke yüzünden titriyordu.

He flew into a rage.

O öfkelendi.

I was seething with rage.

Ben öfkeden kuduruyordum.

Tom cried tears of rage.

Tom öfke gözyaşlarıyla ağladı.

Dan flew into a rage.

- Dan açtı ağzını yumdu gözünü.
- Dan'ın tepesinin tası attı.
- Dan küplere bindi.

The hurricane continued to rage.

Kasırga hiddetlenmeye devam etti.

Sami's rage reached boiling point.

Sami'nin öfkesi kaynama noktasına ulaştı.

Sami's cheating fueled Layla's rage.

Sami'nin aldatması, Leyla'nın öfkesini körükledi.

Sami couldn't contain his rage.

Sami öfkesini tutamazdı.

Sami's rage clouded his judgment.

Sami'nin öfkesi onun yargısını bulanıklaştırdı.

Try to control your rage.

Öfkene hakim olmaya çalış.

I'm given to fits of rage.

Cinler tepemde.

The child is helpless in his rage.

Çocuk öfkesinde çaresizdir.

Tom sprang at me in a rage.

Tom hiddetle üzerime sıçradı.

Linda's resistance sent Dan into a rage.

Linda'nın direnci Dan'ı kızdırdı.

Medicine for our madness, medicine for our rage.

Kızgınlığımız ve öfkemiz için ilaç.

If you feel rage when you read the news,

Haberleri izlediğinizde sinirleniyorsanız

Road rage is a serious problem in the USA.

ABD'de yol öfkesi ciddi bir sorundur.

Mary bristled with rage after Tom broke her vase.

Mary, Tom onun vazosunu kırdıktan sonra nefretle doldu.

Can you acknowledge that your rage is fueled by pain?

öfken acılarından besleniyor, bunu kabul eder misin?

- I fly into a rage easily.
- I get angry easily.

O kolayca birden sinirlenir.

Have you heard of the rage of the Son of Heaven?

Cennetin Oğlunun öfkesini duydun mu?

I killed him in a fit of rage - it wasn't premeditated.

Onu bir öfke nöbetinde öldürdüm. Planlanmış değildi.

- Her voice trembled with rage.
- Her voice was quivering with anger.

Onun sesi öfkeden titriyordu.

- He fell into a rage.
- He got angry.
- He became furious.
- He became angry.
- He got furious.

Çok öfkelendi.

- He is boiling with rage.
- He is very angry.
- He's really angry.
- He's very angry.
- He's very cross.

- Çok kızgınım.
- Çok kızgın.