Examples of using "Manners" in a sentence and their turkish translations:
Kendine gel.
Terbiyeden hiç nasibini almamış.
Tom'un hiç görgüsü yok.
Onun kaba davranışları var.
- Onun kaba bir davranışı var.
- Onun hiç terbiyesi yoktur.
O görgülü biridir.
Görgümü unuttum.
Senin kötü davranışların var.
Tom terbiyeli biri.
Sende hiç terbiye yok.
Törelerinize ne oldu?
Ya sizin töreleriniz?
Benim törelerim nerede?
Görgü kuralları insan yapar.
Tom'un görgü kuralları kusursuz.
- Hiç terbiyesi yok.
- Çok görgüsüz.
- Terbiyeden hiç nasibini almamış.
Sana bazı davranışları öğreteceğim.
Dennis'in kaba davranışları yoktur.
Masa görgüsünü onlara kim öğretti?
- Tavrımda ne varmış?
- Davranışlarımda yanlış olan ne?
Tom çok görgülüdür.
Onun aristokrat tavırları beni şaşırtıyor.
Senin tavırların çok iyi değil.
Onun çok iyi davranışları vardır.
Ona bazı görgüler öğreteceğim.
Bazı turistlerin kötü davranışları var.
Tom'un kötü sofra adabı vardır.
Fakat onun edepsizliği var.
O, davranışları hakkında dikkatlidir.
Annem davranışlar hakkında katıdır.
Tom'un hiç terbiyesi yok.
Ebeveynlerin sana adabımuaşeret öğretmedi mi?
Tom bazı töreleri öğrenmek istiyor.
O hiç tebiyeli değildir.
Affedersiniz, benim törelerim nerede?
İnsanları parmakla göstermek terbiyesizlik.
Çocuklara sofra adabının öğretilmesi önemlidir.
Selamlar, görgü kurallarının temelidir.
Onun kötü davranışlarından tiskindik.
Kötü davranışlarının farkında değil.
Onun tavırları bir beyefendinin tavırları değil.
Bir dahinin bazen kaba davranışları olabilir.
Sana bazı terbiyeler öğretmek için buradayım.
Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.
Sen çocuklarını nasıl terbiye ediyorsun?
Sofra adabı ülkeden ülkeye farklılık gösterir.
Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
Yemek sırasında konuşmak iyi bir davranış değildir.
Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.
Kötü davranışları için arkadaşımı affettim.
Çocuklara iyi sofra adabını öğretmek önemlidir.
Ağzın doluyken konuşmak terbiyesizliktir.
Onun partideki tavırlarından memnun değilim.
Bıçakla yemek kabalıktır.
Onun görgü yokluğu yüzünden dehşete düştüm.
Çok kaba bir tutumu var.
Çocukların iyi sofra adabını öğrenmesi önemlidir.
- Tutumu çok hoş.
- Çok hoş bir tutumu var.
Onun kötü davranışlarına daha fazla katlanamam.
Sana bazı görgü kurallarını öğretmek zorunda kalacağım!
Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
Bu kitap Amerika'nın görgü ve gelenekleri üzerinedir.
Tom Mary'nin kötü davranışlarına daha fazla katlanamaz.
Sofra adabını bilmiyorsam gerçekten önemli değil.
Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
Cezaya başvurmadan çocuklara görgü öğretebilirsiniz.
Japonya'da trenlerde ve otobüslerde yemek yemek terbiyesizliktir.
Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
Ne yazık ki sana bazı terbiyeler öğretmek zorunda kalacağım, Tom.
Dolu ağzınla konuşmak terbiyesizlik olması gerekiyor.
O, çocuklarını nasıl terbiye ediyor?
Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.
Görgü kurallarınızın son yirmi yılda pek gelişmediğini görüyorum.
Kendine gel.
- Bir konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Konser sırasında konuşmak kabalıktır.
- Bir konser sırasında konuşmak terbiyesizliktir.