Examples of using "Justice" in a sentence and their turkish translations:
O adalet.
kayıtsızlığı gördüklerine,
Adalet pahalıdır.
Adalet istiyoruz.
Adalet istiyoruz.
Adalet hüküm sürecek.
Adalete inanın!
Adalet nerede?
Dan adalet istiyor.
Bizim adalete ihtiyacımız var.
Adalet intikam talep ediyor.
Adaleti engelliyorsun.
Adalet istiyorum.
O, adalet istiyor.
Tom adalet istiyor.
O adalet istiyor.
Mary adalet istiyor.
Onlar adalet istiyor.
O adalettir.
belli insanların ve belli toplumların hakları korunurken
"Adalet yoksa barış yok!"
Hedefimiz adalettir.
Adalet kendini gösterecek.
Adalet daima yerini bulmaz.
Adalet yerini buldu.
ayrıca isimlerini duymadığınız
bütün yolları inceliyor.
Adalet ve iyilik erdemlerdir.
Adalet yavaş ama nihaidir.
Bunu hakkıyla yapamam.
Bush adaletin ne anlama geldiğini biliyor.
Ülke sosyal adalet talep ediyor.
Adalet istiyorsun, değil mi?
Adalet istemek için buradayız.
Onları adalete teslim edeceğiz.
- Buraya adalet istemek için geldim.
- Buraya adalet istemeye geldim.
- Buraya adalet aramak için geldim.
Fadıl adalete teslim edildi.
Kelimeler kifayetsiz.
Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
Tom henüz adalete teslim edilmedi.
Tom'un adalet önüne çıkarılmasını istiyorum.
Tom adalete teslim edildi.
Adalet sonunda galip gelecek.
Bütün ilgilendiğim adalet.
Mary'yi adaletin karşısına çıkarmak istiyorum.
Adalet mahkeme salonunda bulunur.
Adalet karşısına çıkarılmanı istiyorum.
Onların adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.
Tom adaletin gerçekleştiğini görmek istedi.
Çocuklar herhangi bir adalet olmadan öldü.
Leyla adalete teslim edilecek.
Bu ülkede adalet biraz çifte standartlıdır: fakirlerin adaleti ve zenginlerin adaleti.
Merhamet, adalet, özgünlük gibi değerler.
O hâlde, mekânsal adalet nasıl bir şeydir ?
Bu basit fikir usul adaletidir
Adalet duygun yok mu?
- Tom adalet değil, intikam istiyordu.
- Tom adalet istemiyordu, intikam istiyordu.
Tom adalet istemiyor. İntikam istiyor.
Tom adalet istemiyor. O intikam istiyor.
O, hem özgürlüğü hem de adaleti temsil ediyor.
Adalet için mücadele ediyorum.
Adalete olan inancımı kaybetmeme izin verme.
Onun adalet için bastırılamaz bir arzusu var.
Adalet olmadan barış olmayacak.
O, adaleti engellemekle suçlanıyordu.
ve adaleti geliştirmeli.
ve ceza adalet sistemindeki ilişki,
çünkü adalet bölümü bunu yapmıyor;
bir adalet mirası bırakmayı düşünmeliyiz.
ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer.
Fakat adalet bakanı mecliste bir konuşma yapıyor
Yani sonuçta adam adalet bakanı
İyilik ve sosyal adalet için olabilir.
Herhangi bir yerdeki adaletsizlik her yerdeki adalet için bir tehdittir.
Martin Luther King hayatını adalet arayarak geçirdi.
Hukuk ve adalet aynı değildir.
Büyükbabam bir sulh hakimiydi.
Kelimeler kifayetsiz.
Zamanımızın daha fazlasını adalete yatırabiliriz,
"Kötü" kelimesi o hissi anlatmaya yetmez.
biz kapılarımızı ilk kez Watts'daki isyanlardan sonra açtık.
Meclisin çıkışında çapraz ateşle adalet bakanı öldürülüyor
Bu olayda adaletin olduğunu sanmıyorum.
Tom, suçlarından dolayı adalete teslim edilecek.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
benim ayrıca bir TED konuşması yapmam gerekebilir tabii.
Çünkü George Floyd için böyle bir adalet olmadı.
ırksal adalete ve ekonomik adalete karşı devam eden
Adalete doğru yönelen tarihi bir kavis de değil.
Standart şehir mahkemesiydi, adaletin döner kapısıyla
Biz o konuda her iki tarafa adaletli davranmalıyız.
Trend elbiseler için değil adalet için kavga ederiz.