Translation of "Inappropriate" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Inappropriate" in a sentence and their turkish translations:

This is inappropriate.

Bu uygun değil.

That was inappropriate.

O uygunsuzdu.

That's so inappropriate.

O çok uygunsuz.

That's totally inappropriate.

O büsbütün uygunsuz.

It was totally inappropriate.

O tamamen uygunsuzdu.

That would be inappropriate.

Bu uygunsuz olurdu.

Tom used inappropriate language.

Tom uygunsuz dil kullandı.

Your comments were inappropriate.

Yorumlarınız uygunsuzdu.

This is very inappropriate.

Bu çok uygunsuz.

Tom's comments were inappropriate.

Tom'un yorumları uygunsuzdu.

Tom's comment was inappropriate.

Tom'un yorumu uygunsuzdu.

Your comment is inappropriate.

Yorumunuz uygun değil.

That shirt is inappropriate.

O gömlek uygunsuzdur.

I think it's inappropriate.

O bence uygun değil.

Sami made inappropriate comments.

Sami uygunsuz yorumlar yaptı.

- I thought it was inappropriate.
- I thought that it was inappropriate.

Onun uygunsuz olduğunu düşündüm.

His critique was totally inappropriate.

Onun eleştirisi tamamen yersizdi.

Her critique was totally inappropriate.

Onun eleştirisi tamamen uygunsuzdu.

What Tom said was inappropriate.

Tom'un söylediği yakışıksızdı.

That would be so inappropriate.

O çok uygunsuz olurdu.

I think this is inappropriate.

Bunun uygun olduğunu düşünüyorum.

It was an inappropriate analogy.

Uygunsuz bir benzetmeydi.

Sami made more inappropriate comments.

Sami fazla uygunsuz yorumlar yaptı.

- I think you know that's inappropriate.
- I think you know that that's inappropriate.

Bence onun uygunsuz olduğunu biliyorsun.

- Tom thought Mary's behavior was inappropriate.
- Tom thought that Mary's behavior was inappropriate.

Tom Mary'nin davranışının uygun olmadığını düşündü.

What is appropriate and inappropriate sexual behavior,

ve uygunsuz cinsel davranışın ne olduğunu anladıklarında,

I don't see anything inappropriate in that.

Onda uygunsuz bir şey görmüyorum.

The students acted in an inappropriate manner.

Öğrenciler uygunsuz bir şekilde davrandı.

He laughed loudly, which behavior seemed inappropriate.

Yüksek sesle güldü ki, bu davranış uygunsuz görünmüştü.

- I thought what Tom said was very inappropriate.
- I thought that what Tom said was very inappropriate.

Tom'un söylediklerinin çok uygunsuz olduğunu düşündüm.

Some people felt that Tom's behavior was inappropriate.

Bazı insanlar Tom'un davranışının uygunsuz olduğunu hissetti.

Tom often says stupid things at inappropriate times.

Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor.

Such an analogy is inappropriate in this case.

Bu durumda böyle bir benzetme uygunsuzdur.

It would be inappropriate to discuss that now.

Onu şimdi tartışmak yersiz olurdu.

I thought what Tom said was very inappropriate.

Tom'un söylediklerinin çok uygunsuz olduğunu düşündüm.

I think that what you did was inappropriate.

Sanırım yaptığın şey uygunsuzdu.

I think that doing that would be inappropriate.

Sanırım onu yapmak uygun olmazdı.

Sami posted an inappropriate picture of Layla on Facebook.

Sami, Facebook'ta Leyla'nın uygunsuz bir resmini yayınladı.

Trouble with the authorities due to the lyrics having “inappropriate content.”

sözlerde ''uygunsuz içerik'' olduğu için otoritelerle belaya soktu.

- What Tom is wearing is inappropriate.
- What Tom is wearing isn't appropriate.

Tom'un giydiği şey uygun değil.

Fadil had an inappropriate and illegal relationship with a young girl named Layla.

Fadıl'ın Layla adında genç bir kızla uygunsuz ve yasadışı bir ilişkisi vardı.

If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location.

Eğer orkidenin sarımsı yaprakları varsa, bu onun uygun olmayan bir yere koyulduğu anlamına gelir.

Tom brought a bunch of roses for Mary for International Women's Day, but she found it inappropriate.

Tom Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu.

Of course, to list and explain all the requirements and imperatives of this important decision on the first day would have been inappropriate.

Bu önemli kararın bütün gereklerini ve zorunluluklarını ilk gününde açıklamak ve söylemek, elbette yerinde olamazdı.