Examples of using "Imprisoned" in a sentence and their turkish translations:
O, hapsedildi.
Tom nerede hapsedildi?
Tom hapsedilebilir.
Pepe ile ben hapisteyken
Nelson Mandela nerede hapsedildi?
Prenses nerede hapsedildi?
Onlar ne için hapsedildiler?
- Adam cinayetten dolayı hapse atıldı.
- Adam cinayetten ötürü içeri atıldı.
Sao Paulo'da dört Kolombiyalı hapsedildi.
Devrim sırasında hapsedilip öldürüldü.
Mary neredeyse 10 yıl haksız yere hapis cezasına çarptırılmıştı.
Kraliçe, Londra Kulesine hapsedildi.
Tom'a bir devlet cezaevinde ömür boyu hapis cezası verildi.
Yakalanma ve tutuklanma riskini göze aldı.
Tutuklandığım zaman...
Tom şiddetli delilik nedeniyle bir psikiyatri hastanesinde hapsedildi.