Translation of "Impression" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Impression" in a sentence and their turkish translations:

- He made a good impression.
- He left a good impression.

O iyi bir etki yaptı.

Fight the first impression.

ilk izleniminizle mücadele edin.

What's your impression, doctor?

İzlenimin nedir, doktor?

What was your impression?

Sizin izleniminiz neydi?

That's my impression, too.

- Benim izlenimim de bu yönde.
- Bana da öyle geldi.
- Bana da öyle geliyor.

That left an impression.

O bir izlenim bıraktı.

Is that your impression?

O senin izlenimin mi?

- What's your impression of China?
- What impression do you have of China?

Çin hakkında ne izlenimin var?

He made a vivid impression.

O canlı bir izlenim bırakmıştı.

What's your impression of China?

Çin hakkındaki izleniminiz nedir?

Tom made a poor impression.

Tom kötü bir izlenim bıraktı.

What's your impression of Tom?

Tom hakkındaki izlenimin nedir?

He makes an unfavorable impression.

O, olumsuz bir izlenim bırakıyor.

What was your first impression?

Senin ilk izlenimin neydi?

What's your impression of them?

Onlar hakkında izlenimin nedir?

What's your impression of him?

Onun hakkında izlenimin nedir?

What's your impression of her?

Onun hakkında izlenimin nedir?

You've made quite an impression.

Sen oldukça iyi bir izlenim bıraktın.

He makes a bad impression.

Kötü bir izlenim bırakıyor.

You're making a good impression.

İyi bir izlenim bırakıyorsun.

Tom made a good impression.

Tom iyi bir izlenim bıraktı.

- Give me your impression of this book.
- Tell me your impression of this book.

Bu kitap hakkındaki izlenimin nedir?

- What is your impression of America?
- What is your impression of the United States?

Amerika izleniminiz nedir?

Did I give you that impression?

Size o izlenimi verdim mi?

Try to make a good impression.

- İyi bir etki bırakmaya çalış.
- İyi bir izlenim bırakmaya çalış.

- I didn't mean to give you that impression.
- I didn't mean to give that impression.

O izlenimi vermek istemedim.

- What's your impression of the United States?
- What is your impression of the United States?

Birleşik Devletlerle ilgili izlenimin nedir?

- My impression of America is very good.
- My impression of the United States is very good.

Amerika hakkındaki izlenimim çok iyi.

What was your first impression of London?

Londra ile ilgili ilk izlenimin neydi?

We'll try to make a good impression.

İyi bir izlenim bırakmaya çalışacağız.

You really made an impression on Tom.

Gerçekten Tom'un üzerinde bir izlenim bıraktın.

You certainly made an impression on Tom.

Kesinlikle Tom'un üzerinde bir izlenim bıraktın.

I think I made a good impression.

Sanırım iyi bir izlenim verdim.

I see you made a good impression.

İyi bir izlenim bıraktığını görüyorum.

I'll take an impression of your teeth.

Dişlerinizin bir kalıbını alacağım.

Give me your impression of this book.

Bu kitap hakkındaki izlenimin nedir?

What was your first impression of me?

Benimle ilgili ilk izlenimin neydi?

Tom didn't make a good first impression.

Tom iyi bir ilk izlenim vermedi.

We made a good impression, I think.

Sanırım iyi bir izlenim yaptık.

What's your impression of that person like?

O kiş ihakkındaki izleniminiz nedir?

Tom made quite an impression on Mary.

Tom Mary'yi epeyce etkiledi.

I had the impression that he was close.

Yakın olduğu kanısına vardım.

And that was not a great first impression.

Bu iyi bir ilk izlenim değildi.

His lecture made a deep impression on us.

Onun konferansı bize derinden bir izlenim bıraktı.

His speech made a good impression on me.

Onun konuşması benim üzerimde iyi bir izlenim bıraktı.

That day left a deep impression on me.

O gün bende derin bir etki bıraktı.

Tom doesn't want to give the wrong impression.

Tom yanlış izlenim vermek istemiyor.

I'm sure you're going make a good impression.

İyi bir izlenim bırakacağından eminim.

I want to make a good first impression.

İyi bir ilk izlenim bırakmak istiyorum.

I wanted to make a good first impression.

İyi bir ilk izlenim bırakmak istedim.

I hope I make a good first impression.

Umarım, güzel bir ilk izlenim bırakırım.

Tom didn't want to give the wrong impression.

Tom yanlış bir izlenim vermek istemedi.

I have the impression it rained all day.

Benim bütün gün yağmur yağdığına dair izlenimim var.

I got the impression you didn't like me.

Benden hoşlanmadığın izlenimini edindim.

I think you made an impression on her.

Onun üzerinde bir izlenim yarattığını düşünüyorum.

This book left a lasting impression on her.

Bu kitap onun üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.

I'm trying to make a good first impression.

İyi bir ilk izlenim vermeye çalışıyorum.

I got the impression that you were ill.

Ben hasta olduğun izlenimine kapıldım.

Tom gave the impression that he wasn't happy.

Tom mutlu olmadığı izlenimini verdi.

We need to make a good first impression.

Biz iyi bir ilk izlenim yapmalıyız.

He gave the impression of having much money.

Paraya çok ihtiyacı olan biri gibi görünüyor.

I didn't mean to give you that impression.

- Sana o izlenimi vermeyi amaçlamamıştım.
- Sana o izlenimi vermek istememiştim.

That rude man gave me a bad impression.

O kaba adam bana kötü bir izlenim verdi.

This book made quite an impression on me.

Bu kitap bende bayağı bir etki yarattı.

- I know Tom wants to make a good impression.
- I know that Tom wants to make a good impression.

Tom'un iyi bir izlenim bırakmak istediğini biliyorum.

- I got the impression Tom wanted to be alone.
- I got the impression that Tom wanted to be alone.

Tom'un yalnız olmak istediğine dair bir izlenimim vardı.

What you said left a deep impression on me.

Söylediğin bende derin bir izlenim bıraktı.

I have the impression that he knows the secret.

Onun sırrı bildiğine dair izlenimim var.

My first impression of him proved to be correct.

Onunla ilgili ilk izlenimimin doğru olduğu ortaya çıktı.

I don't want Tom to get the wrong impression.

Tom'un yanlış izlenim almasını istemiyorum.

He made a favorable impression on his bank manager.

O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.

I got the impression Tom wasn't having any fun.

Tom'un eğlenmediği izlenimini aldım.

My general impression is that it is very good.

Benim genel izlenimim onun çok iyi olduğu yönünde.

My impression of the United States is very good.

Birleşik Devletlere olan izlenimim çok iyidir.

You must have made quite an impression on her.

Sen onun üzerinde bayağı bir izlenim bırakmış olmalısın.

You must have made quite an impression on him.

Onun üzerinde epeyce bir izlenim bırakmış olmalısın.

I bet you had formed your first impression on me.

eminim ki benim hakkımda ilk izleniminizi oluşturmuşsunuzdur.

Constantly remind yourself that you're unaware of your first impression.

ilk izleniminizin farkında olmadığınızı kendinize sürekli hatırlatın.

You only get one chance to make a first impression,

İlk izlenim oluşturmak için sadece bir şansınız vardır

That is an artist's impression of two black holes colliding,

Bu bir sanatçının iki karadelik çarpışması yorumu,

My first impression was that he was a tactful politician.

Benim ilk izlenimim onun anlayışlı bir politikacı olduğu yönünde.

I just want you to make a good first impression.

Ben sadece iyi bir ilk izlenim yapmanı istiyorum.

Do you want to know my first impression of Tom?

Tom hakkındaki ilk izlenimimi bilmek ister misin?

I get the impression that you aren't telling the truth.

Doğruyu söylemediğin kanısındayım.

Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.

Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.

She left the impression of a person open to everything.

O her şeye açık bir kişi izlenimi bıraktı.

I'm afraid the story will give him a wrong impression.

Hikayenin ona yanlış bir izlenim vereceğinden korkuyorum.

I want to make a good impression on your parents.

Annen ve baban üzerinde iyi bir izlenim bırakmak istiyorum.

It sounds like he made quite an impression on you.

Seni çok etkilemiş gibi geliyor.

It sounds like she made quite an impression on you.

Senin üzerinde epeyce bir izlenim bırakmış gibi görünüyor.

He seems to have made quite an impression on you.

O sanki senin üzerinde bayağı izlenim bırakmış gibi görünüyor.

I wouldn't want you to get the wrong impression about me.

Benim hakkımda yanlış bir izlenim almanızı istemem.

I was under the impression you wouldn't be at the meeting.

Ben toplantıda olmayacağın izlenimi altındaydım.

The scenery of the Alps left a lasting impression on me.

Alplerin manzarası bende kalıcı bir izlenim bıraktı.

The staff in that restaurant gave us a very good impression.

O restorandaki personeli bize çok iyi bir izlenim verdi.

I get the impression that Tom is in love with you.

Tom'un sana aşık olduğu hissine kapılıyorum.