Examples of using "Immigrant" in a sentence and their turkish translations:
Ben Venezuela göçmeniyim.
Tom yasadışı bir göçmendir.
Tom Meksika göçmeni.
Tom bir göçmenle evlendi.
- Tom bir dijital göçmen.
- Tom teknolojiye sonradan adapte olan biri.
Avukatı olan bir göçmenin
Dan göçmen işçileri köle gibi sömürdü.
Tom, Avustralyalı bir göçmen.
Leyla güzel bir Mısırlı göçmendi.
- Sami, Meksikalı bir göçmen gibi davranıyordu.
- Sami, Meksikalı bir göçmen numarası yapıyordu.
Leticia Prado bir Meksika göçmeni,
O bir Rus göçmene aşık oldu.
Tom konağını yeniden inşa etmek için göçmen işçileri işe aldı.
Leyla ölüme mahkum edilen ilk göçmen kadındı.
Leyla, Sami adında Mısırlı bir göçmen arkadaşla çıkmaya başladı.
Bu dernek Kanada'daki bir Cezayirli göçmen tarafından kuruldu.
Ben sadece İngilizceyi, onu ana dili olarak konuşanlardan korumaya çalışan bir göçmenim.
Eve dönerken yolda göçmen olduğunu düşündüğü bir adamla karşılaştı.
Oliver, yeni kız arkadaşının yasadışı bir göçmen olduğunu öğrendi.
Sami'nin Arapça aksanı kayboldu. Aslında o sadece Arap göçmeniymiş gibi davranıyordu. Kanadaki Ontario'da doğdu ve büyüdü.