Examples of using "Humble" in a sentence and their turkish translations:
Sen çok alçak gönüllüsün.
Ben mütevazıyım.
Tom alçakgönüllüydü.
Tom mütevazıdır.
Sen çok alçak gönüllüsün.
Ben çok alçakgönüllüyüm.
Bizim mütevazı evimize hoş geldiniz.
Tom çok mütevazı.
Ben sadece mütevazı bir öğretmenim.
Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
Bu adam çok mütevazı.
Ben son derece mütevazı bir insanım.
Tom mütevazı bir adam.
Ben çok alçak gönüllüyüm.
Tom mütevazıdır.
Çok mütevazısın.
Mütevazı bir geçmişten geliyorum.
Tom çok mütevazı kişiydi.
Fadıl mütevazı ve çok bilgilidir.
Tom pek mütevazı biri değildir.
Tom çok mütevazı bir kişidir.
Hiç kimse benden daha mütevazı değil.
hiçbir zaman torpil istemedi. Alçak gönüllüydü büyük usta
Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
Balta alçakgönüllü bir boyuna gitmez.
Doğrusu, en iyi liderler karizmatik olmaktan ziyade
La Teja'da, El Cerro'da, mütevazı mahallelerde sosyal hizmet işleri yapıyorduk.
Mütevazı görünümlü yaşlı adam krala takdim edildi.
- Çorbada benim de tuzum olsun.
- Çorbada benim de tuzum bulunsun.
Bütün başarılarına rağmen oldukça alçakgönüllü bir adamdır.
Başarılarına rağmen, o çok mütevazıdır ve onlar hakkında övünmez.
Luciano, maçtaki ezilen kişi, şampiyona mutevazı pasta yedirmeye çabalıyor olacak.
Tom'un mütevazı bir geçmişi vardı ama o ülkenin en zengin adamlarından biri haline geldi.