Examples of using "Hesitate" in a sentence and their turkish translations:
Çekinme.
Bu yüzden tereddüt etmeyin.
Tom çekinmedi.
Mary tereddüt etmedi.
Hiç tereddüt etmedim.
Biraz tereddüt ediyorum.
Neden çekindin?
Sen niçin çekiniyorsun?
- Sormak için tereddüt etmeyin.
- Sormaya çekinmeyin.
Lütfen aramaya çekinme.
Çekinme.
Sorular sormaya çekinme.
Tom kabul etmek için tereddüt etmedi.
Bana sormaya tereddüt etmeyin.
Tom hiç tereddüt etmedi.
Tom bir saniye tereddüt etmedi.
Gerçeği söylemekten hiç çekinmeyin.
Bir defa tereddüt edersen kaybedersin.
Bilgi istemekten çekinmeyin.
Tom seni öldürmek için tereddüt etmeyecektir.
Tavsiye istemekten çekinme.
Tom bir an için tereddüt etmedi.
Bana sorular sormaya çekinme.
Ben sadece biraz çekindim.
Karşı koymak için tereddüt etmeyeceğiz.
Hiç tereddüt etmedim.
Bana herhangi bir soru sormaya çekinme.
Tom'un yardım etmesini istemeye çekiniyorum.
Beni aramak için tereddüt etme!
Onların yardım etmesini istemeye çekiniyorum.
Onun yardım etmesini istemeye çekiniyorum.
Ben onun yardımını istemekte tereddüt ediyorum.
Dan bunu yapmaktan çekinmedi bile.
Benden yardım istemeye çekinmeyin.
Ben senin yerinde olsam tereddüt etmem.
Fadıl para için öldürmekten çekinmez.
Öğretmenine soru sormaya çekinme.
Bir şey istiyorsan, istemeye çekinme.
Lütfen bana soru sormaktan çekinmeyin.
Onunla ilgili konuyu açmaya çekiniyorum.
Sorunuz varsa sormaktan çekinmeyin.
Bana ihtiyacın olursa aramaktan çekinme.
Tom Mary'ye gerçeği söylemek için tereddüt etmedi.
Yardıma ihtiyacınız olursa istemeye çekinmeyin.
Bir şeye ihtiyacınız olursa istemeye çekinmeyin.
Tom ve Mary çok tereddüt etmediler.
- Bir şeye ihtiyacınız olursa bana söylemeye çekinmeyin.
- Bir şeye ihtiyacın olursa bana söylemekten çekinme.
Anlamazsan soru sormaktan çekinme.
Eğer herhangi bir sorununuz varsa, aramak için tereddüt etmeyin.
Dan onu yapmak için bir an bile çekinmedi.
Sorularınız varsa onları sormak için tereddüt etmeyin.
Herhangi bir sorunuz varsa sormaya çekinmeyin.
Tom düşündüğünü herkese söylemekten çekinmez.
O, eşine gerçeği anlatmakta tereddüt etmedi.
Öldürmeye geldiğinde Fadıl tereddüt etmedi.
Eğer anlamıyorsan soru sormaya çekinme.
Tavsiyeye ihtiyacınız olursa bunu istemeye çekinmeyin.
Bir şey öğrenmek istiyorsanız sormak için tereddüt etmeyin!
- Bir sorunuz varsa, lütfen sormak için tereddüt etmeyin.
- Herhangi bir sorunuz varsa lütfen sormaktan çekinmeyin.
- Yaşça senden büyük olduğum için konuşmaktan çekinme.
- Yaşım büyüm olduğu için konuşmaktan çekinme.
Genel olarak muhabirler birinin mahremiyetine izinsiz girmeye çekinmezler.
İstediğin bir şey olursa benden istemeye çekinme.
Açıklamamı anlamazsan sorular sormaktan çekinme.
Hata görürsen bir not göndermekten çekinme.
Eğer daha fazla sorunuz varsa, aramakta tereddüt etmeyiniz.
Zorluklarla karşılaşırsan tavsiye istemekten çekinme.
Herhangi bir sorunuz varsa, lütfen benimle iletişime geçmekten çekinmeyin.
Herhangi bir sorununuz varsa, sormaya çekinmeyin!
Tehdit edildiğini düşünüyorsan, evime gelmekte tereddüt etme.
O, paranın kendi payına düşenini almakta tereddüt etmedi
Bir sıkıntın olursa bana gelmekten çekinme.
Lütfen beni aramaya çekinme.
Başka sorunlarınız olursa benimle temas etmekten çekinmeyin.
Sorularınız varsa, benimle temasa geçmekten çekinmeyin!
Eğer herhangi bir sorunuz olursa bana e-posta göndermekten çekinmeyin.
Bilet tezgahına ulaşmak için kalabalığın arasından ite kaka ilermekte tereddüt etmedi.
Eğer yemek istediğin bir şey varsa bana söylemeye çekinme.
Cesur şövalye saldırganın üzerine gitmek için o anda tereddüt etmedi.
Sizin için yapabileceğim bir şey varsa, bana bildirmekten çekinmeyin.
Yardım etmek için yapabileceğimiz bir şey varsa lütfen bize bildirmeye çekinme.
Tom, Mary'yi kurtarmaya gelmek için hayatını riske atmaya çekinmedi.
Tom Mary'yi kurtarmaya gelmek için tereddüt etmedi, hatta kendi hayatını tehlikeye atarak.
- Soru sormaktan korkma.
- Soru sormaktan çekinmeyin.
- Sorular sormaya çekinme.