Examples of using "Henry" in a sentence and their turkish translations:
Benim adım Henry.
Henry evdedir.
Benim adım Henry.
- Herkes Henry'ye saygı duyar.
- Herkes Henry'ye hürmet eder.
Henry seni görmek istiyor.
Henry Ford ne sattı?
Henry Layard bir maceracıydı,
Henry'nin azami altı doları var.
Erkek kardeşim Henry'yi hatırlıyor musun?
Henry seni görmek istiyor.
[Austen] Henry Layard, sağdaki
Hanry'nin sadece altı doları var.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
Henry bu mart ayında rüştünü ispatlayacak.
- Henry James, Amerika doğumluydu.
- Henry James doğuştan bir Amerikalıdır.
Bu mart Henry bir yetişkin olacak.
Yaşlı olduğundan dolayı işten çıkarıldı.
En çok, Henry'nin sadece altı doları var.
Henry'yi ekibimizin kaptanı seçtik.
Henry isimli birisi seni görmek istedi.
Carol çok sıkı çalışıyor. Henry de öyle.
Onun en önemli danışmanı Henry Kissinger'di.
Takımımızın kaptanı olarak Henry'yi seçtik.
Henry daha fazla bekleyemiyeceğini söyledi.
Henry adlı biri seninle görüşmek istediğini söyledi.
Bugün tarih dersinde Kral VIII. Henry dönemini işledik.
Arkadaşım Henry dün sınıfta değildi, ve ben de.
Genellikle olduğu gibi, Henry evde değildi.
Henry Ford, kitleye otomobil üretmek için montaj hatlarını kullanmaya başladı.
Orijinal fikrini kopyalanmaktan korumak için, Henry suskunluğa başvurdu.
Tyler, William Henry Harrison gibi Virginia'nın aynı kısmında doğdu ve büyüdü.
Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.
Sevgili büyükbaba, çok hasta olduğumu ve yakında öleceğimi unutma, ve erkek kardeşin Doktor Henry, öleli uzun süre oldu, beni tedavi etti ve ben o gerçekten iyi bir doktor olduğu için ve iyi ve çok nazik bir adam olduğu için yaşıyorum.