Examples of using "Heartbroken" in a sentence and their turkish translations:
- Kalbim kırık.
- Ben kırık kalpliyim.
Onun kalbi kırıktı.
Tom'un kalbi kırık.
Tom çok üzgündü.
- Çok üzgündüm.
- Ben kalbi kırıktım.
- Kalbim kırıktı.
- Dertliydim.
Tom kalbi kırılmış olmalı.
Tom kalbi kırık olmalı.
Tom kalbi kırık olduğunu söyledi.
Tom kalbi kırık olduğunu söyledi.
Tom'un annesi kalbi kırıktı.
Tom gerçekten dertli.
Tom kalbi kırık olacak.
Dertlisin, değil mi?
- Tom Mary'nin dertli olmadığını söyledi.
- Tom, Mary'nin kalbinin kırılmadığını söyledi.
- Tom Mary'nin dertli olduğunu söyledi.
- Tom, Mary'nin kalbi kırık olduğunu söyledi.
Tom Mary'nin dertli olduğunu söyledi.
Tom kalbi kırık olduğunu söyledi.
Tom muhtemelen hala kalbi kırıktır.
Tom muhtemelen kalbi kırık olacak.
Tom kalbi kırık, değil mi?
Tom'un dertli olacağını biliyordum.
Tom Mary'nin kalbi kırık olacağını düşündü.
Tom Mary'nin kalbi kırık olacağını düşünüyor.
Tom bana kalbi kırık olduğunu söyledi.
Çok üzgündü ve kendini astı.
Tom kalbi kırık olacak.
- Tom kalbi kırık gibi görünüyordu.
- Tom çok dertli gibi görünüyordu.
Tom kalbi kırık olduğumu biliyordu.
Mary öldüğü zaman Tom çok acı çekmişti.
Köpeği öldüğü zaman, Tom çok acı çekmişti.
Leyla, Sami'yi kalbi kırık bırakarak Mısır'a taşındı.
Tom Mary'ye kalbikırık olduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin mahcup olacağını düşündüğünü söyledi.
Tom, Mary'nin mahcup olacağını düşündüğünü söyledi.
Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
Mary Tom'un kalbi kırık olacağını düşündüğünü söyledi.
- Kalbim kırık.
- Ben kederliyim.
Tom Mary'ye John'un kalbi kırıldığını düşündüğünü söyledi.
İlişkiyi duyduğunda Sami'nin kalbi kırıldı.
Mary onu terk ediyor olduğunu söylediği zaman Tom'un kalbi kırılmıştı.