Examples of using "Embrace" in a sentence and their turkish translations:
Hayallerinizi kucaklayın.
Garipliğini özümse.
Bunu beraber kucaklayalım.
duygusal çevikliği nasıl başarırız?
merak duymak gerekiyor.
- Onu kucaklamalıyız.
- Onu benimsememiz gerekir.
Kucaklamalarını özlüyorum.
Biri kucaklanamayanı kucaklayamaz.
Tom, Mary'yi kucaklamaya çalıştı.
beyaz kimlik politikalarını benimseyeceği
onu kucakla ve benim gibi heyecanlan
özgün, tartışmaya yer açan bir amaç benimsemekten geçiyor.
Esperanto, dünyayla kucaklaşmamızı sağlıyor.
Linda, Dan'ın onu sıkıca kucaklamasını istedi.
çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.
İçimizdeki tembel hayvanı kucaklayalım mı,
ama eğer bir şekilde onu benimserseniz
Sevgili halkım, sana teşekkür ederim. Kucakladığın için teşekkür ederim.
Bu Hindu inançlarını kabul edersiniz ya da etmezsiniz
alçakgönüllü olan insanların eseriyim.
Birbirimizi sevmek için yapay zekâya kucak açalım.
Onu yapmak istiyorsan, onu kucakla. O konuda yalan söyleme.
İnsanların farklılıklarının farkında olması gerekir, ama aynı zamanda onları yaygınlığını da kucaklamalılar.