Examples of using "Earthworm" in a sentence and their turkish translations:
Tavuk bir solucan yedi.
Solucan ona dokunduğumda kıvrıldı.
Bir solucan bir çiftçinin en iyi dostudur.
Ben küçükken kazara bir solucana bastım.
Tom, bir solucan yediğim takdirde bana otuz dolar vereceğini söyledi.
Yer solucanı yersem bana yüz lira vereceğini söyledi.
Dollbergen'li çocuk ayakkabısını bir solucanla bağlarken, "Her şey mümkün" dedi.