Examples of using "Eager" in a sentence and their turkish translations:
Tom istekli görünüyor.
Ben hep hevesliyim.
O gerçekten başarılı olmak istiyor.
Bu kadar istekli olma.
İnsanlar barış için istekliydiler.
O, memnun etmek için isteklidir.
Onlar barış için istekliler.
O çok istekli.
Ken hevesli bir öğrenci.
Tom başarılı olmak için istekli.
- Tom çok azimli ve çalışkan.
- Tom çok istekli.
- Onlar seni görmek için sabırsızlanıyorlar.
- Onlar seni görmek için can atıyorlar.
Boston'u ziyaret etmek için sabırsızlanıyorum.
Tom ayrılmaya hevesliydi.
Tom ayrılmaya istekli.
Tom katılmak için sabırsız gibi görünüyor.
Tom katılmak için istekli.
Tom Mary'ye yardım etmek için istekliydi.
Başarı için çok istekli olma.
Tom elma için istekli.
O, ünlü olmak için isteklidir.
O, yurt dışına gitmek için istekli.
O, oraya gitmek için istekli.
Tom devam etmeye istekli.
O seninle konuşmak için isteklidir.
O seninle konuşmak için istekli.
Tom Mary'yi görmek için sabırsızlanıyordu.
Tom yurt dışına gitmeye istekli.
Gitmeye çok istekli değilim.
Tom Mary'ye yardım etmek için istekliydi.
Tom istekliydi.
Ben onunla tanışmak için istekli değilim.
Tom'u ziyaret etmek için istekliydim.
O, eve gitmeye istekli.
Tom eve gitmek için istekliydi.
Tom oraya gitmek için istekli.
İşe gelmeye hevesliyim.
Tom her zaman yardımcı olmaya heveslidir.
Tom onu yapmak için hevesliydi.
Tom onu yapmaya isteklidir.
Tom katılmak için istekli olduğunu söylüyor.
Tom seni görmek için hevesli.
- Tom başlamaya hevesliydi.
- Tom başlamak için istekliydi.
Onu yapmak için istekli değildim.
Tom bunu yapmak için istekli mi?
Hepimiz gerçeği bilmek için istekliyiz.
- Bizim personelimiz yardım etmeye isteklidir.
- Personellerimiz size yardım etmekte istekli.
- Personelimiz size yardımcı olmak için isteklidir.
O, kuşları beslemek için istekliydi.
O, Avustralya'da yaşamaya isteklidir.
O, onunla tekrar buluşmak için isteklidir.
İstekli seyirciler stadyuma doluştu.
Gençler yurt dışına gitmekte çok hevesli.
O, Fransa'ya gitmek için isteklidir.
O, Çin'e gitmek için istekli.
Çok istekli görünmek istemiyorum.
Tom seninle konuşmak için isteklidir.
Dünya barışı için hepimiz istekliyiz.
Oraya gitmeye çok hevesli.
Tom tatile başlamaya can atıyordu.
Tom Mary ile konuşmak için istekliydi.
Tom Boston'da yaşamaya istekli.
Tom Boston'a gitmeye istekli.
Tom Mary ile yeniden buluşmak için istekli.
Öğrenmeye istekliyim. Tom, bana öğret!
Tom Mary ile konuşmak için istekli.
- Tom, Mary'ye yardım etmeye isteklidir.
- Tom Mary'ye yardım etmeye istekli.
Boğazlarımız bir şeyler içmeye heveslidir.
Tom katılmak için istekli görünüyor.
Tom gitmeye hevesli, değil mi?
Tom onu yapmak için istekli olduğunu söyledi.
Tom'un bunu yapmak için istekli olmadığından şüpheliyim.
Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.
Tom yeni bir araba almaya istekli.
O hastaneye gitmek için isteklidir.
Hepimiz filmi görmeye istekliyiz.
Tom seninle gitmek için çok istekli.
O her zaman insanlarla tanışmak için çok istekliydi.
Bunu yapmaya istekliydin, değil mi?
Mary, bunu yapmak için hevesli olduğunu söyledi.
Yeni bir araba almaya çok istekli.
Ancak bakın burasına dikkat, yeniliklere isteklidir.
Bu sırada Scipio, Hannibal ile savaşta karşılaşmak için istekliydi.
ormanda dar bir boşluk yaratarak Eflak seferini ele geçirmek istediler.
Mavi gömleği denemek için hevesliydi.
Eylül ayında okula dönmek için istekliydi.
O, yurtdışında eğitim alma fırsatı için istekli.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
- Kızı onunla birlikte herhangi bir yere gitmeye isteklidir.
Oraya gitmek için istekli olduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin bunu yapmak için istekli olduğunu söyledi.
Tom ve Mary'nin bunu yapmaya çalıştıklarından şüpheleniyorum.
Onun konuştuğu her sözü anlamak için öne doğru eğildim.
Onu yapmaya istekliyim.
Tom, bunu yapmak için çok hevesli olduğunu söyledi.
Tom gerçekten bunu yapmak için istekli olduğunu söyledi.
Erkek çocuklarından her biri yarışa katılmaya istekliydi.
Tom onunla öğle yemeği yemek için istekli olduğunu söyledi.
Tom Mary'yi ziyaret etmek için hastaneye gitmeye istekli.