Examples of using "Distinguish" in a sentence and their turkish translations:
İnsan farklı olmalı.
Köpekler renkleri ayırt edemezler.
Hayvanlar doğru ile yanlışı ayırt edemezler.
Tadı ayırt edebilemem.
Köpekler renkler arasında ayrım yapamazlar.
ve korelasyonla neden sonuç ilişkisini ayırt etmek için.
O doğruyu yanlıştan ayıramaz.
Köpek renkleri ayırt edemez.
İyiyi kötüden ayırt etmek kolaydır.
İyiyi kötüden ayırt etmek kolay değildir.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
Doğru ve yanlışı ayırt etmelisin.
Doğruyu yanlıştan ayırt etmek zorundayız.
Onu erkek kardeşinden ayıramıyorum.
Onu kız kardeşinden ayırt edebiliyor musun?
Doğruyu yanlıştan ayırt etmek zordur.
Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
Tom gerçeklik ve hayal arasındaki farkı ayırt edemez.
Hayvanlar gerçek ve gerçek dışı arasında ayrım yapamaz.
İşi oyundan ayırmaktan hoşlanıyorsunuz.
O iyi ve kötü arasında ayrım yapamaz.
Biz onu küçük kız kardeşinden ayırt edemeyiz.
Bazen gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
Seni erkek kardeşinden ayırt etmek zor.
O, ahlaksızlığı erdemden ayıramayacak kadar çok üzgündü.
Birbirinden ayırt etmek mümkün değildir.
Doğru ile yanlışı nasıl ayırt edeceğini bilmiyor.
Onlar arasında ayrım yapamam.
Yatırımcılar, gerçek değer yaratma ile hüsnükuruntuyu ayırt etmeliler.
İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt edemiyorum.
İkizler o kadar benziyorlar ki birini diğerinden ayırt etmek neredeyse imkansız.
İki erkek kardeş birbirlerine o kadar çok benziyorlar ki onları birbirlerinden zorlukla ayırt edebiliyorum.
Meleklerin iki kanadı, Şeytan'ın bir kuyruğu vardır.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
Birinin karatavuğu kargalardan ya da hatta küçük kargalardan ayırt etmesi için bir kuş bilimci olması gerekmiyor.
Seni erkek kardeşinden ayırt etmek zor.
Kalayı gümüşten ayırt edebilir misin?