Translation of "Diary" in Turkish

0.022 sec.

Examples of using "Diary" in a sentence and their turkish translations:

- Where's my diary?
- Where is my diary?

Günlüğüm nerede?

- Don't read my diary.
- Don't read my diary!

Günlüğümü okuma!

Don't read my diary.

Günlüğümü okuma.

I found your diary.

Günlüğünü buldum.

She's writing her diary.

O, günlüğünü yazıyor.

He's writing his diary.

Günlüğünü yazıyor.

Tom opened the diary.

Tom günlüğü açtı.

I found Tom's diary.

Tom'un günlüğünü buldum.

I have your diary.

Senin günlüğün bende.

He keeps a diary.

Tom günlük tutuyor.

I read Tom's diary.

Tom'un günlüğünü okudum.

Tom kept a diary.

Tom bir günlük tuttu.

This is Tom's diary.

Bu Tom'un günlüğü.

Tom keeps a diary.

Tom bir günlük tutar.

Tom read Mary's diary.

Tom Mary'nin günlüğünü okudu.

Sami stole Layla's diary.

Sami Leyla'nın günlüğünü çaldı.

Do you keep a diary?

Bir günlük tutuyor musunuz?

She closed her diary slowly.

O, günlüğünü yavaşça kapattı.

I bought a red diary.

Kırmızı bir günlük aldım.

Tom has found Mary's diary.

Tom Mary'nin günlüğünü buldu.

Tom read Mary's secret diary.

Tom, Mary'nin gizli günlüğünü okudu.

Tom found Mary's secret diary.

Tom, Mary'nin gizli günlüğünü buldu.

I've never kept a diary.

Ben hiç günlük tutmadım.

I don't keep a diary.

Bir günlük tutmuyorum.

Tom keeps a dream diary.

- Tom rüya günlüğü tutuyor.
- Tom rüya güncesi tutuyor.

- I am keeping a diary every day.
- I write in my diary every day.

Her gün günlüğüme yazıyorum.

Takeshi keeps a diary in English.

Takeshi İngilizce bir günlük tutar.

She decided to keep a diary.

O, bir günlük tutmaya karar verdi.

He keeps a diary in English.

O, İngilizce bir günlük tutar.

I keep a diary every day.

Ben her gün bir günlük tutuyorum.

She keeps her diary in English.

O, günlüğünü İngilizce olarak tutar.

I keep a diary in English.

İngilizce bir günlük tutuyorum.

I just found an old diary.

Sadece eski bir günlük buldum.

I know who stole your diary.

Günlüğünü kimin çaldığını biliyorum.

I keep a diary in French.

Fransızca bir günlük tutuyorum.

I was looking for my diary.

Günlüğümü arıyordum.

I used to keep a diary.

Bir günlük tutardım.

I write daily in my diary.

Ben günlüğümü her gün yazarım.

Please scan the diary for clues.

Lütfen ipuçları için günlüğü tarayın.

Tom keeps a diary in French.

Tom Fransızca bir günlük tutuyor.

Tom decided to keep a diary.

Tom bir günlük tutmaya karar verdi.

Fadil was reading from Layla's diary.

Fadıl, Leyla'nın günlüğünden okuyordu.

Tom has been reading Mary's diary.

Tom Mary'nin günlüğünü okuyor.

Tom let Mary read his diary.

Tom Mary'nin günlüğünü okumasına izin verdi.

Tom saw Mary reading his diary.

Tom Mary'nin günlüğünü okuduğunu gördü.

- I have kept a diary for three years.
- I've kept a diary for three years.

Üç yıldır bir günlük tutmaktayım.

- Have you written in your diary yet today?
- Have you already written in your diary today?

Günlüğüne bugün daha önce yazdın mı?

- It is a good habit to keep a diary.
- Keeping a diary is a good habit.

Bir günlük tutmak iyi bir alışkanlıktır.

- I resolved to keep a diary this year.
- I have decided to keep a diary this year.
- I have made a resolution to keep a diary this year.
- I've decided to keep a diary this year.

Bu yıl bir günlük tutmaya karar verdim.

She wrote about it in her diary.

O, günlüğünde ondan bahsetti.

I write in my diary every day.

Her gün günlüğümü yazarım.

He kept a diary during the trip.

O, yolculuğu esnasında bir günlük tuttu.

Did she write in her diary yesterday?

Dün günlüğünü yazdı mı?

He writes in his diary every day.

O her gün günlüğüne yazar.

Tom put the diary in the drawer.

Tom günlüğü çekmeceye koydu.

Tom has decided to keep a diary.

Tom günlük tutmaya karar verdi.

I enjoy looking at my old diary.

Eski günlüğümün sayfalarını karıştırmayı severim.

Have you written in your diary today?

Bugün günlüğüne yazdın mı?

This is the diary which she kept.

Bu onun tuttuğu günlüktür.

I am keeping a diary every day.

Her gün bir günlük tutuyorum.

I know where you hide your diary.

Günlüğünü nerede sakladığını biliyorum.

Layla vented her frustrations in her diary.

Leyla, günlüğünde hayal kırıklıklarını açığa vurdu.

Tom found Mary's diary and read it.

Tom, Mary'nin günlüğünü buldu ve onu okudu.

- It is interesting for me to read my old diary.
- It's fun to read my old diary.

Eski günlüğümü okumak eğlencelidir.

She has kept a diary for 3 years.

3 yıldır bir günlük tutuyor.

I must write in my diary every day.

Her gün günlüğüme yazmalıyım.

My father writes in his diary every day.

Babam her gün günlüğünde yazar.

I wouldn't want anyone to read my diary.

Hiç kimsenin günlüğümü okumasını istemiyorum.

Tom never allowed Mary to read his diary.

Tom Mary'nin günlüğünü okumasına asla izin vermedi.

I wrote a lot in my diary yesterday.

Dün günlüğüme çok şey yazdım.

I usually keep a diary when I travel.

Seyahat ederken genellikle günlük tutarım.

- I keep a journal.
- I keep a diary.

Ben bir günlük tutuyorum.

Did you write anything in your diary today?

Günlüğüne bugün bir şey yazdın mı?

Writing in a diary is a good habit.

Günlük yazmak iyi bir alışkanlıktır.

I used to keep a diary in French.

Fransızca bir günlük tutardım.

When I was small I kept a diary.

Küçükken bir günlük tuttum.

I'm looking forward to reading Ayako's diary again.

Ayakos'un günlüğünü tekrar okumaya can atıyorum.

I kept a diary when I was younger.

Ben gençken bir günlük tuttum.

Tom has kept a diary for three years.

Tom üç yıldır bir günlük tutuyor.

Sami wrote in his diary using invisible ink.

Sami, günlüğüne görünmez mürekkep kullanarak yazdı.

- She used to keep a diary, but she no longer does.
- She used to keep a diary, but doesn't anymore.

Günlük tutardı fakat artık tutmuyor.

He decided to write in his diary every day.

Her gün günlüğünü yazmaya karar verdi.

Tom jotted down the meeting time in his diary.

Tom buluşma zamanını günlüğüne not etti.

I can write what I want in my diary.

Günlüğüme istediğimi yazabilirim.

She continued writing in her diary until she died.

Ölene kadar günlüğüne yazmaya devam etti.

- Tom found Mary's diary.
- Tom found Mary's appointment book.

Tom, Mary'nin günlüğünü buldu.

Tom has decided to keep a diary this year.

Tom bu yıl günlük tutmaya karar verdi.

- I found the diary that my father kept for 30 years.
- I found my father's diary that he kept for 30 years.

Babamın 30 yıldır sakladığı günlüğü buldum.