Examples of using "Desperately" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un son derece paraya ihtiyacı var.
Umutsuzca paraya ihtiyacı vardı.
Gönüllülere son derece ihtiyaç vardır.
Tom'un son derece ona ihtiyacı vardı.
Tom umutsuzca endişeli görünüyor.
Tom'un son derece paraya ihtiyacı vardı.
Sami çaresizce polisi aradı.
Onun son derece paraya ihtiyacı vardı.
Tom'un paraya son derece ihtiyacı var.
Tom'un son derece bir tatile ihtiyacı var.
Bir arabaya son derece ihtiyacım var.
Son derece içme suyuna ihtiyacımız var.
Umutsuzca yardımınıza ihtiyacım var.
Ancak Avusturyalılar, kırılgan köprüleri yıkmak için nehirden aşağıya engeller indirirken,
Sami çaresizce çocuklarını geri istedi.
Umutsuzca intikamını almak istedi.
Tom Mary'nin dikkatini çekmeyi umutsuzca denedi.
Ben umutsuzca ona aşıktım.
O umutsuzca ona aşıktı.
Mary umutsuzca Tom'a aşıktı.
Tom'un umutsuzca bir iş bulması gerekiyor.
Tom ona umutsuzca aşık oldu.
Tom, Mary'ye umutsuzca aşık oldu.
Leyla umutsuzca Sami'yi hayatta tutmaya çalıştı.
Sami çaresizce Ferit'i sakinleştirmeye çalıştı.
Tom umutsuzca sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyor.
Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,
Tom umutsuzca doğru şeyi yapmak istiyor.
Tom ona umutsuzca âşık olmuştu.
Umutsuzca makyajımı rötuş yapmam gerekiyor.
Biz inmek için çaresizce bir yer arıyoruz.
Leyla, Fadıl'a bir bebek vermeyi çaresizce istiyordu.
Sami'nin umutsuzca saklaması gereken bir şeyi vardı.
yapabileceğim her şeyi yaptım.
Sami umutsuzca o konuda daha fazla bilgi almaya çalıştı.
Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğuna umutsuzca inanmak istiyor.
- çaresizce ihtiyaç duyduğu, ancak yetersiz kalan bir nitelik.
Fakat gittiğim yetimhanelerden biri, son derece fakirdi.
Mary hala ölümünden dokuz ay sonra umutsuzca Tom'u özlüyor.
Tom Mary'nin söylediğinin gerçek olduğuna umutsuzca inanmak istedi.
Meryem, Tom'la yaşadığı gelgitli ilişkisini umutsuzca kurtarmaya çalıştı.
Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.
Leyla umutsuzca mükemmel erkeği bulmak için flört etmeye başladı.
Senin son derece bir tatile ihtiyacın var.
Tom böyle kötü bir havada balık tutmaya gitmemesi için balıkçıyı umutsuzca uyardı.
Dalgalar etraflarını döverken Tom ve Meryem can havliyle filikalarının küpeştesine yapıştılar.
İtfaiyeciler umutsuzca olay yerine ulaşmak için çalışıyorlar. Umarız çok geç olmadan varırlar!
Peki virüslü marketlere mi gideceğiz? Yoksa paramız kalmadığı için çaresiz bir şekilde devletten medet mi umacağız?