Translation of "Depend" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Depend" in a sentence and their turkish translations:

We depend on you.

Biz size bağlıyız.

Don't depend on it.

Ona bağlı olma.

People depend on me.

İnsanlar bana bağlı.

I depend on nobody.

- Kimseye bağlı değilim.
- Kimsenin eline bakmıyorum.

People depend on you.

İnsanlar sana bağlı.

Many countries depend on agriculture.

- Çok sayıda ülke tarıma dayalıdır.
- Birçok ülke tarıma bağımlıdır.

You can depend on it.

Sen buna bağlı olabilirsin.

You can't depend upon that.

Ona bağlı olamazsın.

That'll depend entirely on them.

O tamamen onlara bağlı olacak.

That'll depend entirely on him.

O tamamen ona bağlı olacak.

That'll depend entirely on her.

O tamamen ona bağlı olacak.

You can depend on Jack.

Jack'e güvenebilirsin.

I can depend on Tom.

Tom'a güvenebilirim.

We can depend on Tom.

Tom'a güvenebiliriz.

We depend on each other.

Biz birbirimize bağlıyız.

You can depend on Tom.

Tom'a güvenebilirsin.

- You should not depend on your parents.
- You shouldn't depend on your parents.

Ebeveynlerine bağımlı olmamalısın.

You can depend on his help.

Onun yardımına bağlı olabilirsin.

You depend too much on others.

Sen diğerlerine çok fazla bağlısın.

Prices depend on supply and demand.

Fiyatlar arz ve talebe bağlıdır.

We cannot depend on this report.

Biz bu rapora bağlı olamayız.

Our success depend on your efforts.

Başarımız sizin çabalarınıza bağlı.

Don't depend too much on others.

Başkalarına çok fazla güvenme.

I've come to depend on you.

Sana güvenmek için geldim.

Don't depend on Tom too much.

Tom'a çok bel bağlama.

I can't depend on you anymore.

Artık sana güvenemem.

May it only depend on that!

Bu sadece ona bağlı olabilir mi!

You can depend on Tom's help.

Tom'un yardımına güvenebilirsiniz.

- We can depend on her helping us.
- We can depend on her to help us.

Bize yardım etmesi için ona güvenebiliriz.

Ecosystems that sharks depend on for life.

. Bu, köpekbalıklarının yaşam için bağlı olduğu ekosistemleri değiştiriyor .

You mustn't depend on others for help.

Yardım için başkalarına bağımlı olmamalısınız.

You shouldn't depend on others too much.

Başkalarına çok fazla bağımlı olmamalısın.

Most big Japanese firms depend on exports.

Çoğu büyük Japon firması ihracata bağımlıdır.

Most big Japanese companies depend on exports.

Birçok büyük Japon şirketleri ihracata bağlıdır.

A child will depend on the television.

Bir çocuk televizyona bağlı olacak.

My wife and children depend on me.

Karım ve çocuklarıma ben bakarım.

I don't know what to depend on.

Neye güveneceğimi bilmiyorum.

I'm sure we can depend on Tom.

Tom'a güvenebileceğimizden eminim.

Many large Japanese companies depend on exports.

Birçok büyük Japon şirketi ihracata bağlıdır.

Don't depend on your parents too much.

Ebeveynlerine çok fazla bel bağlama.

Don't depend on other people too much.

Diğer insanlara çok fazla güvenme.

Tom and Mary depend on each other.

Tom ve Mary birbirlerine bağlı.

- You shouldn't depend on others too much.
- You shouldn't depend too much on other people to help you.

Sana yardım edecek diğer insanlara çok fazla güvenmemelisin.

We have no reason to depend on aid

Çin'den ve Dünya Bankası'ndan borç para almak için

You must not depend so much on others.

- Diğerlerine çok fazla bağımlı olmamalısın.
- Başkalarına çok fazla güvenmemelisin.
- Başkalarına çok fazla bel bağlamamalısın.

Our plans for tomorrow depend on the weather.

Yarın için planlarımız havaya bağlı.

All living things on earth depend one another.

Dünyada yaşayan her şey birbirine bağlıdır.

It is often necessary to depend upon others.

Başkalarına bağlı olmak sık sık gereklidir.

Prices depend on the costs and the demand.

Fiyatlar maliyetlere ve talebe bağlıdır.

Does a child's musical talent depend on heredity?

Bir çocuğun müzik yeteneği irsi midir?

We can depend on Tom to be punctual.

Tom'un dakik olmasına güvenebiliriz.

I wish Tom would depend on me more.

Keşke Tom bana daha fazla bağlı olsa.

You may depend on him to help you.

Onun sana yardım etmesine güvenebilirsin.

That might depend on your point of view.

O sizin bakış açınıza bağlı olabilir.

You can always depend on Tom to help.

Tom'un yardımına her zaman güvenebilirsin.

- I need to know I can depend on you.
- I need to know that I can depend on you.

Sana güvenebileceğimi bilmem gerekiyor.

We now believe they depend on the twilight zone.

Şimdi ise alacakaranlık bölgesine bağlı olduklarını düşünüyoruz.

We depend on foreign nations for our natural resources.

Doğal kaynaklarımız için yabancı milletlere bağımlıyız.

The majority of large Japanese companies depend on exports.

Büyük Japon şirketlerinin çoğu ihracata bağımlıdır.

If anything happens here, can I depend on you?

Burada bir şey olursa, sana güvenebilir miyim?

People's opinions depend on the spirit of the times.

İnsanların görüşleri zamanlarının ruhuna bağlıdır.

You cannot depend on his support for your project.

Projen için onun desteğine bağlı kalamazsın.

[Bear] In the wild, you can't always depend on technology.

Vahşi doğada, her zaman teknolojiye güvenemezsiniz.

- You can depend on Jack.
- Jack can be depended on.

Jack'e güvenebilirsin.

Depth of friendship does not depend on length of acquaintance.

Arkadaşlığın derinliği tanışıklığın uzunluğuna bağlı değildir.

- You can count on me.
- You can depend on me.

Bana güvenebilirsin.

If global warming continues to increase, as they depend on a

bağlı olduklarından, küresel ısınma artmaya devam ederse

Let us stop to think how much we depend upon atomic energy.

Atom enerjisine ne kadar bağlı olduğumuzu düşünmekten vazgeçelim.

The inhabitants of the city depend upon the river for drinking water.

Şehrin sakinleri içme suyu için nehre bağlıdır.

Now that he has quit his job, I can't depend on him.

Mademki o, işinden ayrıldı ona güvenemem.

- I'm dependent on my reading glasses.
- I depend on my reading glasses.

Ben okuma gözlüklüğüme bağımlıyım.

We depend upon the river for the supply of water to drink.

Biz içecek suyun temini için nehre bağlıyız.

Now that she has quit her job, we can't depend on her.

O, işini bıraktığından biz ona güvenemeyiz.

And does it depend on how the window's software interacts with your mood?

Pencere yazılımının o anki ruh hâlinizle etkileşimi bunu etkiliyor mu?

I depend on the alarm clock to wake up on time every morning.

Her sabah zamanında uyanmak için çalar saate güvenirim.

I live on my own and don't depend on my parents for money.

Kendi başıma yaşıyorum ve para için aileme bağlı değilim.

- Tom and I depend on each other.
- Tom and I trust each other.

Tom ve ben birbirimize güveniyoruz.

- You cannot calculate on his punctuality.
- You can't depend on him to be punctual.

Dakik olmak için ona bağımlı olamazsın.

A man's happiness doesn't depend on what he has, but on what he is.

Bir insanın mutluluğu neye sahip olduğuna değil, kendisinin ne olduğuna bağlıdır.

We do not want to tell you numbers only because the UAE did not depend

ekonomisine bağlı değildi Sadece yağ. Liderler

Your success will largely depend upon how you will make good use of your opportunity.

Sizin başarınız büyük ölçüde fırsatınızdan nasıl yararlanacağınıza bağlıdır.

The number of votes a company gets will depend on how many people they employ within THE

Şirketin ne kadar oy alacağı Şehir'de ne kadar insan çalıştırdığına bağlı.

- We can rely on Tom.
- We can trust Tom.
- We can count on Tom.
- We can depend on Tom.

Tom'a güvenebiliriz.

When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.

Ayıların uyuma ve yatma pozisyonları ısınmak veya serinlemek istemelerine bağlıdır.

- I knew I could count on you.
- I knew I could depend on you.
- I knew I could rely on you.
- I knew I could trust you.

Sana güvenebileceğimi biliyordum.

- He is so honest that I can count on him.
- He's very honest, so we can depend on him.
- He's very honest, so we can rely on him.

O çok dürüst, bu yüzden ona güvenebiliriz.