Examples of using "Denying" in a sentence and their turkish translations:
Hiç kimse onu inkar etmiyor.
Bunu inkâr etmiyorum.
Ona hiç yalanlama yok.
- İnkâr etmeye çalışma.
- Boşuna inkâr etme.
Onu inkar etmiyorum.
Tom bunu inkar mı ediyor?
Oun olduğu konusunda inkar etme yok.
Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
Açık olanı reddetmek aptalca.
Elbette, bunu inkâr ediyorum.
Neden onu inkar ediyorsun?
Artık bunu inkar etmenin bir faydası yok.
Onun zeki olduğu inkar edilemez.
Sigaranın zararlı etkileri inkar edilemez.
İnkar edilemez bir şey varsa sizden etkilendim.
Hayatım boyunca inkâr ettiğim
- İnkar edilmez bir şey varsa mahkum suçludur.
- Mahkumun suçlu olduğu konusunda inkar yok.
Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.
Tom bunu reddetmenin hiçbir anlamı olmadığını biliyordu.
Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.
Çalışan ailelerin çocukları için kaliteli bir eğitimi inkar etmek çalışan aileler için sağlık hizmetlerini ya da çocuk bakımını inkar etmek kadar yanlıştır.
Çin, bu yeniden eğitim merkezlerinin var olduğunu inkar ediyordu, gazeteciler, akademisyenler ve diğerleri
İnkar edilmez bir şey var ki, o kostüm içinde çok komik görünüyor.
Onun olduğunu inkar etmiyorum ama bir örnek delil sayılmaz.
Onu inkar etmiyorum.
Dünyada İngilizce'nin en yaygın şekilde konuşulan dil olduğunu inkar etmek yok.