Examples of using "Contradict" in a sentence and their turkish translations:
Beni yalanlama.
Öğretmeninle çelişme.
Asla büyüklerinize karşı söz söylemeyin.
Sen sık sık kendinle çelişiyorsun.
Onlar sık sık kendileriyle çelişiyorlar.
Onlar birbirleriyle çelişiyorlar.
Seni yalanladığım için üzgünüm.
Seni yalanlamama izin ver.
Seninle ters düşmekten nefret ediyorum.
İfadelerin birbiriyle çelişiyor.
Onların hepsi birbirleriyle çelişiyorlar.
Tom asla benimle çelişmezdi.
- Neden hep benimle ters düşüyorsun?
- Neden her zaman beni yalanlıyorsun?
Onu yalanlamak için cesaretim yok.
Kanunlar anayasaya aykırı olamazlar.
Onlar her zaman kendileri ile çelişirler.
Kimse onunla çelişmeye cesaret edemez.
Kimse onunla ters düşmeye cesaret edemez.
Tom ve Mary her zaman birbirleriyle çelişiyor.
Kovulma korkusundan kimse işvereni ile çelişmeye cüret edemez.
Sözleriniz ne kadar mantıklı görünürse görünsün her zaman biri size ters düşecektir.
Onların sözleri kendi duygularıyla çelişiyor.