Examples of using "Conservative" in a sentence and their turkish translations:
- Biz tutucuyuz.
- Biz muhafazakarız.
muhafazakâr, cumhuriyetçi,
Sen tutucusun.
Ben tutucuyum.
Ben bir muhafazakârım.
- Muhafazakar değilim.
- Ben bir muhafazakâr değilim.
Tom oldukça muhafazakar.
Tom muhafazakar görünüyor.
ama bir muhafazakârdı.
Muhafazakar değilim.
Tom muhafazakar görünüyor.
Muhafazakar mısın?
Tom muhafazakârdı.
Tom tutucudur.
Tom muhafazakâr değil.
Sen çok muhafazakârsın.
Ben çok muhafazakârım.
Ali muhafazakârdır.
Muhafazakâr olduğunu biliyorum.
Ben bir muhafazakâr değilim.
Çoğu İngilizler tutucudur.
Tom bir muhafazakâr.
Onlar muhafazakâr insanlardı.
Tom çok muhafazakar.
Tom politik olarak muhafazakârdı.
Tom'un ailesi muhafazakârdı.
Biz çok tutucuyduk.
Tom çok muhafazakardı.
Tom muhafazakar değil.
Tom çok tutucu değildir.
Tom'un muhafazakar olduğunu düşünüyorum.
Tom'un muhafazakâr olduğunu biliyorum.
Tom oldukça muhafazakâr, değil mi?
Muhafazakar bir halkız.
Muhafazakâr bir komşum var.
- Tom muhafazakar, değil mi?
- Tom tutucu, değil mi?
Tom o kadar tutucu değil.
Mary'nin annesi çok muhafazakar.
Tom bir sadık muhafazakârdır.
Tom sadık bir muhafazakar oldu.
Tom'un fikirleri genellikle muhafazakâr.
Anne ve babası çok muhafazakar.
Taft çok tutucu olmuştu.
Tom muhafazakardı.
Benim ebeveynlerim muhafazakâr Mormon'lardır.
Peki, kim daha fazla muhafazakâr?
Sen çok muhafazakârsın, değil mi?
Ben eskiden tutucuydum.
Tom'un muhafazakar olduğunu sanmıyorum.
- Tom ve Mary her ikisi de muhafazakâr.
- Hem Tom hem de Mary çok muhafazakar.
Daha muhafazakar bir şey giymeye git.
Tom gerçekten muhafazakâr, değil mi?
Tom oldukça muhafazakâr, değil mi?
Tom oldukça tutucu, değil mi?
Tom çok tutucu, değil mi?
Tom çok muhafazakar değil, değil mi?
İngilizler, genellikle, tutucudur.
Tom genellikle gösterişsiz bir takım elbise giyer.
Churchill çok tutucu bir politikacı.
"Daily Mail" çok muhafazakardır.
Tom bir liberal mı yoksa bir muhafazakar mı?
Liberal mi yoksa muhafazakar mısın?
- Çok sayıda tutucu Amerikalı onunla aynı fikirdeler.
- Pek çok muhafazakâr Amerikalı, onunla aynı fikirdeydi.
Fince oldukça muhafazakar bir dildir.
- Tom aslında çok muhafazakâr değildir.
- Tom pek tutucu değildir aslında.
Tom muhafazakar olmadığını söyledi.
Tom muhafazakar olduğunu söyledi.
Tom, Mary'nin muhafazakar olduğunu söyledi.
Tom'un muhafazakar olduğunu sanmıyorum.
Tom bana Mary'nin tutucu olduğunu düşündüğünü söyledi.
dedem gibi esmer insanlarla bağlantı kurabiliyor
İngilizler genel olarak tutucu insanlardır.
Bir muhafazakar her zaman gerici değildir.
Babası muhafazakar ve geri kafalıdır.
- Genellikle Japonlar muhafazakardır.
- Her bakımdan Japonlar tutucudur.
- Japonlar genel olarak muhafazakardırlar.
Mary muhafazakar bir ailede yetişti.
Tom tutucu bir ailede büyüdü.
İngilizlerin tutucu olduğu söyleniyor.
"O zaman ben de Muhafazakarım" dedi Anne kararlı bir şekilde.
Leyla muhafazakar bir toplumda büyütüldü.
Tom'un gerçekten muhafazakar olduğunu düşünüyor musun?
Tom muhafazakâr bir ailede büyüdü.
Örneğin, eğer muhafazakar değerleri savunuyorsam,
Ben oldukça muhafazakârım.
Yerel gazete muhafazakar adayı destekliyor.
Ben eskisi kadar muhafazakar değilim.
Tom ve Mary ikisi de oldukça muhafazakar, değil mi?
Tom ve Mary ikisi de çok muhafazakar değil mi?
önyargısını engelleyen dini ve sosyal bir değer olarak gören nispeten muhafazakar Arap
Sendikanın muhafazakâr bir parti üzerinde baskın bir etkisi var.
Hangi şekilde oy veriyorsun, Matthew? "" Muhafazakar" dedi Matthew hemen.
Alexander ölünce tahtına Nikolas gelir. Nikolas muhafazakar ve gericidir.
Kuzey Amerikalılar cinsel ahlak açısından Avrupalılardan daha tutucudur.
Tom bugün genellikle giyindiğinden biraz daha muhafazakar giyinmiş.
Kültürel etkinlikler İngiltere'nin muhafazakar fikirlerine tepki için iyi bir yoldu.
Annenizin sizi çok muhafazakar tarzda yetiştirdiğini düşünüyorum.
Fakat muhafazakâr bir lider, laik bir ülkede nasıl bu kadar çok güç kazanır?
Hayır, kesinlikle hatalısın. Tom radikal değil muhafazakardır. Sadece liberalizmden nefret ediyor.