Translation of "Sleeps" in Turkish

The villa sleeps.

Villa uyuyor.

Tom never sleeps.

Tom asla uyumaz.

Sami sleeps there.

Sami orada uyur.

Tom sleeps here.

Tom burada uyur.

The little girl sleeps.

Küçük kız uyur.

Tom sometimes sleeps in.

Tom bazen uykudan geç kalkar.

Samara Morgan never sleeps.

Samara Morgan hiç uyumaz.

Tom sleeps a lot.

Tom çok uyur.

Mary sleeps a lot.

Mary çok uyur.

He sometimes sleeps in.

O, bazen içeride uyur.

- Tom usually sleeps for eight hours.
- Tom usually sleeps eight hours.

Tom genellikle sekiz saat uyur.

She sleeps with two pillows.

O, iki yastık ile uyur.

After dinner, he usually sleeps.

Akşam yemeğinden sonra, o genellikle uyur.

She sleeps with her boss.

O, patronu ile sevişir.

Tom sleeps in the nude.

Tom çıplak uyur.

Tom sleeps on his stomach.

Tom midesinin üzerinde uyur.

She sleeps in the car.

O, arabada uyuyor.

That man sleeps all day.

O adam bütün gün uyur.

Tom sleeps all the time.

Tom her zaman uyur.

Tom sleeps on a cot.

Tom bir çocuk karyolasında uyur.

Tom sleeps on his back.

Tom sırtüstü uyur.

She sleeps on her back.

O sırtüstü uyuyor.

Tom usually sleeps eight hours.

- Tom genellikle sekiz saat uyur.
- Tom çoğunlukla sekiz saat uyur.

My cat sleeps with me.

Kedim benimle uyuyor.

Tom sleeps whenever he can.

- Tom ne zaman isterse uyur.
- Tom fırsatını buldukça uyur.

My cat sleeps all day.

Kedim bütün gün uyur.

Tom sleeps with his phone.

Tom telefonuyla uyuyor.

Mary sleeps at Emma's home.

Mary, Emma'nın evinde uyuyor.

Tom sleeps in this room.

Tom bu odada uyur.

Tom sleeps on the floor.

Tom yerde yatar.

- Tom usually sleeps longer than Mary.
- Tom usually sleeps longer than Mary does.

Tom genellikle Mary'den daha uzun uyur.

- Tom usually sleeps with his window open.
- Tom usually sleeps with the window open.

Tom genellikle pencere açıkken uyur.

He eats, breathes and sleeps computers.

O, yer, nefes alır ve bilgisayarlarla uyuklar.

A cat sleeps on a chair.

Bir kedi, bir sandalyenin üstünde uyuyor.

He sleeps with his shoes on.

O, ayakkabıları ile uyur.

John sleeps with his eyes open.

John gözleri açık uyur.

The woman sleeps in the bedroom.

Kadın yatak odasında uyuyor.

She usually sleeps for eight hours.

Genellikle sekiz saat uyur.

Tom often sleeps on the couch.

Tom sık sık kanepede uyur.

One eye sleeps, the other sees.

Bir göz uyur, diğeri görür.

Mary sleeps in a comfortable bed.

Mary rahat bir yatakta uyuyor.

Tom usually sleeps on his back.

Tom genellikle sırtüstü uyur.

Tom sleeps with the light on.

Tom ışık açıkken uyur.

Tom always sleeps on the floor.

Tom her zaman yerde uyur.

He who sleeps forgets his hunger.

Uyuyan açlığını unutur.

Tom sometimes sleeps on the floor.

Tom bazen zeminde uyur.

Tom usually sleeps in this room.

Tom genellikle bu odada uyur.

Tom sleeps with his mouth open.

Tom ağzı açık uyur.

Tom sleeps on the bottom bunk.

Tom alt ranzada uyuyor.

The cat sleeps on the chair.

Kedi sandalyenin üstünde uyuyor.

Tom sleeps with his window open.

Tom penceresi açık uyur.

Tom eats, sleeps and breathes music.

Tom yer, uyur ve müzik solur.

Tom eats, sleeps and breathes baseball.

Tom yer, uyur ve beyzbol solur.

Tom sleeps with his socks on.

Tom çoraplarıyla uyur.

Tom always sleeps until about noon.

Tom her zaman yaklaşık öğleye kadar uyur.

Sami sleeps with the light on.

Sami açık ışıkla uyur.

The dog sleeps at Tom's feet.

Köpek, Tom'un ayaklarında uyuyor.

My dog sleeps under my bed.

Köpeğim yatağımın altında uyur.

Tom sleeps in the master bedroom.

Tom ebeveyn yatak odasında yatıyor.

- I hear Tom sleeps in the nude.
- I hear that Tom sleeps in the nude.

Tom'un çıplak olarak uyuduğunu duyuyorum.

My daughter sleeps eight hours a day.

Kızım günde sekiz saat uyur.

- The city sleeps.
- The city is asleep.

Şehir uykuda.

Tom always sleeps with one ear open.

Tom her zaman bir kulağı açık uyur.

The boy sleeps in the living room.

Çocuk oturma odasında uyuyor.

Tom always sleeps hugging his teddy bear.

Tom her zaman oyuncak ayısına sarılarak uyur.

Tom usually sleeps with the lights on.

Tom genellikle ışıklar açıkken uyur.

He sleeps so well because he's loved.

Sevildiği için çok huzurlu uyuyor.

Tom always sleeps with his window open.

- Tom her zaman penceresi açıkken uyur.
- Tom her zaman penceresi açık uyur.

Tom doesn't wear pajamas. He sleeps naked.

Tom pijama giymez. O çıplak uyur.

Robin is really adorable when he sleeps.

Robin uyurken gerçekten çok sevimlidir.

Tom usually sleeps with his windows open.

Tom genellikle pencereleri açıkken uyur.

Tom's dog sleeps next to Tom's bed.

Tom'un köpeği Tom'un yatağının yanında uyur.

- The dog is sleeping.
- The dog sleeps.

Köpek uyuyor.

Tom still sleeps with a teddy bear.

Tom hâlâ bir oyuncak ayı ile yatıyor.

My dog sleeps next to my bed.

Köpeğim yatağımın yanında uyur.

Tom still sleeps next to his mom.

Tom hâlâ annesinin yanında uyuyor.

- He sleeps by day and works by night.
- He sleeps during the day and works at night.

O gündüz uyur, gece çalışır.

- He who sleeps with dogs wakes up with fleas.
- He who sleeps with dogs gets up with fleas.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Tom usually sleeps in on Saturdays and Sundays.

Tom cumartesi ve pazar günleri genellikle uyur.

Tom quite often sleeps more than eight hours.

Tom oldukça sık sekiz saatten daha fazla uyur.

Tom only sleeps about five hours a night.

Tom sadece gecede yaklaşık beş saat uyur.

Tom sleeps in the nude in the summer.

Tom yazın çıplak olarak uyur.

My baby brother sleeps ten hours a day.

Bebek erkek kardeşim günde on saat uyur.

The bed Tom sleeps on is too short.

Tom üzerinde uyuduğu yatak çok kısa.

My mother usually relaxes and sleeps after lunch.

Annem genellikle öğle yemeğinden sonra gevşer ve uyur.

I don't know how she sleeps at night.

Onun gece nasıl uyuduğunu bilmiyorum.

I don't know how he sleeps at night.

Gece onun nasıl uyuduğunu bilmiyorum.

Tom sleeps on a mattress on the floor.

- Tom yerde bir yatakta uyur.
- Tom yerdeki bir döşek üzerinde uyur.

Tom sleeps with a knife under his pillow.

Tom yastığının altında bıçakla yatıyor.

Tom sleeps with a gun under his pillow.

Tom yastığının altında silahla uyur.

- Tom told me he sleeps with the window open.
- Tom told me that he sleeps with the window open.

Tom bana pencere açıkken uyuduğunu söyledi.