Translation of "Campus" in Turkish

He lives off campus.

O kampüs dışından yaşıyor.

What a beautiful campus!

- Ne güzel bir kampüs!
- Ne güzel bir yerleşke!

Tom lives off campus.

Tom geçimini kampüsten sağlıyor.

Tom lives off-campus.

Tom kampüs dışında yaşıyor.

The campus is nice.

Kampüs güzel.

But what is campus?

Peki okul nedir?

I live off campus.

Kampüs dışında yaşıyorum.

Tom was on campus.

Tom kampüsteydi.

The campus is beautiful.

Kampüs güzeldir.

This campus is beautiful.

Bu kampüs güzel.

I love living on campus.

Ben kampüste yaşamayı seviyorum.

Sami was on the campus.

Sami kampüsteydi.

She called the campus police.

- Kampus polisini çağırdı.
- Kampus polisini aradı.

Well, the campus went absolutely nuts.

Kampüste yer yerinden oynamıştı tabii.

No alcohol is allowed on campus.

Kampüste alkole izin verilmez.

Our university has a beautiful campus.

Üniversitemizin güzel bir kampüsü var.

I'm on campus at the moment.

Ben şu an kampüsteyim.

Tom showed me around the campus.

Tom bana kampüsü gezdirdi.

I met her on campus yesterday.

Dün kampüste onunla buluştu.

She showed me around the campus.

O, bana kampüsü gezdirdi.

Could you show me the campus?

Bana kampüsü gösterir misin?

Tom is very popular on campus.

Tom, kampüste çok popüler.

Sami was still somewhere on campus.

Sami hâlâ kampüste bir yerdeydi.

Things weren't a lot better on campus.

Kampüste de işler o kadar iyi değildi.

Tom is somewhere here on the campus.

Tom kampüste buralarda bir yerde.

Are you going back to the campus?

Kampüse geri gidiyor musun?

We weren't allowed to fundraise on campus.

Okuldan izin verilmedi

Tom rented a place near the campus.

Tom, kampüsün yakınında bir yer kiraladı.

How many cafeterias are on this campus?

Bu kampüste kaç tane kafeterya var?

And ended up eight miles away from campus,

ve kendimi kampüsten 8 mil uzakta buldum,

The Students' Union runs a bar on campus.

Öğrenci Birliği, kampüste bir bar işletiyor.

There's not enough on-campus housing for students.

Öğrenciler için yeterli kampüs konutu yok.

There is no smoking allowed on our campus.

Kampüsümüzde sigara içilmesine izin verilmez.

Tom wanted to live close to the campus.

Tom, kampüse yakın yaşamak istedi.

Alcohol abuse is a serious problem on campus.

Alkolü kötüye kullanma kampüste ciddi bir sorundur.

Sami has been living on campus for years.

Sami yıllardır kampüste yaşıyor.

- It's fifteen minutes' walk from here to the campus.
- It's a fifteen minute walk from here to the campus.

Buradan kampüse otuz dakikalık bir yürüyüş.

He was walking on the campus with his assistant,

Kampüste asistanıyla yürüyordu

Our campus festival is to be held next week.

Bizim kampüs festivali önümüzdeki hafta yapılacak.

We met in a coffee shop near the campus.

Biz kampüsün yakınında bir kafede buluştuk.

The university where I teach has a beautiful campus.

Benim öğretmenlik yaptığım üniversitenin güzel bir kampüsü var.

The school does not allow students to smoke on campus.

Okul, kampüste öğrencilerin sigara içmelerine izin vermez.

Is it OK to drink beer on your university campus?

Senin üniversite kampüsünde bira içmek sorun yaratır mı?

My school is getting ready for the campus music festival.

Okulum kampüs müzik festivali için hazırlanıyor.

It takes fifteen minutes to walk from here to the campus.

Buradan kampüse yürümek on beş dakika sürer.

Tom found a good restaurant not too far from our campus.

Tom kampüsümüzden çok uzakta olmayan iyi bir restoran buldu.

We spent the remainder of the school year fundraising anywhere but campus.

okul dışında bu işi yapmaya çalıştık.

Tom wants to find a place to live close to the campus.

Tom kampüse yakın yaşamak için bir yer bulmak istiyor.

The University Administration decided to set up a branch campus in New York.

Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.

In the center of the university campus stands the statue of the founder.

Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.

The members of the student associations on campus are elected by the students.

Kampüsteki öğrenci derneklerinin üyeleri öğrenciler tarafından seçilirler.

It will not be long before the cherry blossoms on our campus come out.

Çok geçmeden kampüsümüzdeki kiraz çiçekleri çıkar.