Examples of using "Aloud" in a sentence and their turkish translations:
Yüksek sesle okuyun.
Mayuko haykırdı.
Tom yüksek sesle kıkır kıkır güldü.
Yüksek sesle düşünme!
Kitabı yüksek sesle okuyun.
Hikayeyi yüksek sesle oku.
Tom mektubu yüksek sesle okudu.
Tom belgeyi yüksek sesle okudu.
Yüksek sesle söyleyebilir miyim?
Belgeyi yüksek sesle okudu.
Yalnızca sesli düşünüyordum.
Şiiri yüksek sesle okudu.
İngilizceyi yüksek sesle okumalısın.
Yüksek sesle okumayın, içinizden okuyun.
Tom yüksek sesle güldü.
- Öğretmen metni yüksek sesle okutur.
- Öğretmen metni sesli okutur.
Kitapları yüksek sesle büyük bir zevkle okurum.
Tom bunu yüksek sesle söylemeye cesaret edemedi.
- Kendisine "HAYIR" dedi. Yüksek sesle "EVET" dedi.
- İçinden "HAYIR" dedi. Sesli olarak "EVET" dedi.
Perry yüksek sesle düşünme alışkanlığı edindi.
Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım.
Kendisine "HAYIR" dedi. Yüksek sesle "EVET" dedi.
Biri bu cümleyi benim için sesli olarak okuyabilir mi lütfen?
Öğretmen Tom'dan denemesini yüksek sesle okumasını istedi.
Herkes işitebilsin diye lütfen yüksek sesle oku.
Kendisine "HAYIR" dedi. Yüksek sesle "EVET" dedi.
O her gün yüksek sesle okumayı bir prensip edinir.
Tom yüksek sesle güldü.
Her gece, aileme, daha iyi olmak için yüksek sesle okurdum.
Tatoeba bir mini-LibriVox'tur. O, yüksek sesle büyük ölçekli okuma başlamadan önce sadece yazılması gerekiyor.