Translation of "Rood" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Rood" in a sentence and their turkish translations:

Rood alarm!

Kırmızı alarm!

- Het verkeerslicht werd rood.
- Het licht werd rood.

Işık kırmızıya döndü.

- Je lippen zijn rood.
- Jouw lippen zijn rood.

Dudakların kırmızı.

- Je bloed is rood.
- Uw bloed is rood.

Senin kanın kırmızı.

Zij werd rood.

O kızardı.

Rood is beter.

Kırmızı daha iyidir.

Ze wordt rood.

O kızarıyor.

Appels zijn rood.

Elmalar kırmızıdır.

Tom ziet rood.

Tom öfkelenir.

Kersen zijn rood.

- Kirazlar kırmızıdır.
- Kirazlar kırmızı renklidir.

Ze draagt ​​rood.

O kırmızı giyiyor.

Tom werd rood.

Tom kızardı.

Zij zijn rood.

Onlar kırmızı.

Javier werd rood.

Javier kızardı.

Tom wordt rood.

Tom kızarıyor.

Bloed is rood.

Kan kırmızıdır.

Je wordt rood.

Kızarıyorsun.

Het is rood.

Bu kırmızı.

Javier wordt rood.

Javier kızarıyor.

Ik werd rood.

- Ben kızardım.
- Kızardım.

Is het rood?

Kırmızı mı?

- Het verkeerslicht werd rood.
- Het verkeerslicht sprong op rood.

Trafik ışığı kırmızıya döndü.

- Ik houd van rood vlees.
- Ik hou van rood vlees.

Kırmızı etten hoşlanırım.

- De neus van Tom was rood.
- Toms neus was rood.

Tom'un burnu kızarmıştı.

Het signaal was rood.

Sinyal kırmızıydı.

Jouw hoofd is rood.

Yüzün kızarmış.

Zijn gezicht werd rood.

Onun yüzü kızardı.

Haar wangen waren rood.

Onun yanakları kırmızıydı.

Deze appel is rood.

Bu elma kırmızı.

Tom draagt nooit rood.

Tom asla kırmızı giymez.

De hond is rood.

Köpek kırmızıdır.

Het verkeerslicht werd rood.

Trafik ışığı kırmızıya döndü.

Alle appels zijn rood.

Bütün elmalar kırmızıdır.

Zijn ogen zijn rood.

Onun gözleri kırmızıdır.

De appel is rood.

Elma kırmızı.

Is de wijn rood?

Şarap kırmızı mı?

Mijn potlood is rood.

Kalemim kırmızı.

Dit potlood is rood.

Bu kurşun kalem kırmızı.

Mijn ogen zijn rood.

- Kırmızı gözlerim var.
- Gözlerim kırmızı.

De kers is rood.

Kiraz kırmızıdır.

Mijn auto is rood.

Benim arabam kırmızı.

De rozen zijn rood.

Güller kırmızı.

Welke vrucht is rood?

Hangi meyve kırmızıdır?

De zon is rood.

Güneş kırmızıdır.

De lucht was rood.

Gök kırmızıydı.

De appels zijn rood.

- Elmalar kırmızıdır.
- Elmalar kırmızı.

De bloem is rood.

Çiçek kırmızı.

Haar boek is rood.

Onun kitabı kırmızı.

De vogels zijn rood.

Kuşlar kırmızı.

Tom heeft rood haar.

Tom'un kırmızı saçı var.

Zijn mijn oren rood?

- Kulaklarım kırmızı mı?
- Kulaklarım kızarmış mı?

Het boek is rood.

Kitap kırmızıdır.

Het huis is rood.

Ev kırmızıdır.

De wijn was rood.

Şarap kırmızıydı.

De telefoon is rood.

Telefon kırmızı.

Is de appel rood?

Elma kırmızı mı?

Je bloed is rood.

Senin kanın kırmızı.

Haar gezicht was rood.

Yüzü kırmızıydı.

Deze wijn is rood.

Bu şarap kırmızıdır.

De bloemen zijn rood.

Çiçekler kırmızı.

De bloemen waren rood.

Çiçekler kırmızıydı.

Zijn wangen werden rood.

- Onun yanakları kızardı.
- Onun yanakları kırmızıya döndü.

Haar nagels zijn rood.

Onun tırnakları kırmızıdır.

Zijn gezicht was rood.

Onun yüzü kızarmıştı.

Toms gezicht is rood.

Tom'un yüzü kırmızı.

De tafel is rood.

Masa kırmızıdır.

Rood is een kleur.

Kırmızı bir renktir.

Waarom zijn schuren rood?

Ahırlar neden kırmızı?

Ik heb rood haar.

- Benim kızıl saçım var.
- Kızıl saçlarım var.

De lucht is rood.

Gökyüzü kızıl.

De mier was rood.

Karınca kırmızıydı.

Ik draag nooit rood.

Ben asla kırmızı giymem.

Zijn ogen waren rood.

- Gözleri kanlanmıştı.
- Gözleri kızarmıştı.

Mijn fiets is rood.

- Bisikletim kırmızı.
- Benim bisikletim kırmızı.

- Appels zijn rood of groen.
- De appels zijn rood of groen.

Elmalar kırmızı veya yeşildir.

Weet welke situaties rood zijn.

Kırmızılarınızı bilin.

De verkeerslichten waren allemaal rood.

Trafik ışıklarının hepsi kırmızıydı.

Haar gezicht werd plotseling rood.

Onun yüzü aniden kızardı.

Hij werd rood van schaamte.

O, utançla kızardı.

Mary eet geen rood vlees.

Mary kırmızı et yemez.

Heb je een rood potlood?

Kırmızı bir kalemin var mı?

Ze droeg een rood badpak.

- Kırmızı bir mayo giyiyordu.
- O, kırmızı bir mayo giyiyordu.

- Zij werd rood.
- Ze bloost.

Kızardı.