Translation of "Rond" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Rond" in a sentence and their turkish translations:

Vraag rond.

Çevrene sor.

Ballen zijn rond.

Toplar yuvarlaktır.

Ze keek rond.

O etrafına bakındı.

Hij reist rond.

O, etrafta seyahat eder.

Ze liepen rond.

Onlar etrafta yürüdüler.

Leid ons rond.

Bize etrafı gezdir.

Kijk eens rond.

Etrafa bir göz at.

Tom loopt rond.

Tom etrafı dolaşıyor.

Hij keek rond.

O etrafına bakındı.

Daar cirkelen vogels rond.

Daire çizen kuşlar var.

De aarde is rond.

Dünya yuvarlak.

Waarom zijn planeten rond?

Neden gezegenler yuvarlaktır?

Tom keek angstig rond.

Tom endişeyle etrafına baktı.

- Tom kwam rond 2:30 aan.
- Tom kwam rond half drie aan.

Tom 2.30 civarında geldi.

Een Goudlokjesmaan rond een Goudlokjesplaneet --

''Goldilocks'' gezegeninin çevresinde ''Goldilocks'' uydusu,

Die planeet rond Proxima Centauri

Proxima Centauri çevresindeki gezegen,

Mijn opa trekt graag rond.

Büyükbabam dolaşmayı sever.

Hij heeft een rond gezicht.

Onun yuvarlak bir yüzü var.

Zij heeft een rond gezicht.

Yuvarlak bir yüzü var.

Draai niet rond de pot.

- Lafı ağzında geveleme.
- Bin dereden su getirme.
- Kırk dereden su getirme.

Ik kijk rond me heen.

Etrafıma bakınıyorum.

Hij eet de klok rond.

O devamlı yemek yiyor.

Hij keek de kamer rond.

O, odada etrafına bakındı.

...lag het armoedecijfer rond de 39%.

yaklaşık %39 yoksulluk oranı vardı.

Ik wil rond de wereld reizen.

Dünyayı gezmek istiyorum.

- Kijk om je heen.
- Kijk rond.

Etrafına bak.

Ze keek rond in haar kamer.

O, odasında etrafına bakındı.

De maan draait rond de aarde.

Ay, dünyanın etrafında döner.

Ik kwam zo rond zes uur.

Ben yaklaşık saat altıda geldim.

Ik ben rond zes uur opgestaan.

Ben yaklaşık altıda kalktım.

Ik weeg rond de 60 kilo.

Yaklaşık 60 kiloyum.

Waarvoor zit Tom rond te hangen?

Tom neden sağda solda oyalanıyor?

Ik ga slapen rond tien uur.

Ben yaklaşık onda yatağa giderim.

We lunchen zo rond de middag.

Biz öğlen civarında öğle yemeği yiyoruz.

Kan je even rond blijven hangen?

Bir süre etrafta kalabilir misin?

De aarde draait rond de zon.

Dünya, güneş etrafında döner.

En een touw rond het midden geknoopt.

sarkaçlı dolap saatine benziyor.

Een fragiele wikkel rond een massieve bal.

devasa bir topu çevreleyen narin bir şey.

Ik ben rond zes uur wakker geworden.

Yaklaşık saat altıda uyandım.

Tom zou rond het middaguur moeten komen.

Tom'un öğleyin gelmesi bekleniyor.

Hij zal rond vier uur hier zijn.

Yaklaşık dörtte burada olacak.

Ik zou graag rond de wereld zeilen.

Ben tekneyle dünyayı gezmek istiyorum.

Nee, dank u. Ik kijk wat rond.

- Hayır, teşekkür ederim. Sadece bakıyorum.
- Hayır, teşekkürler. Yalnızca bakıyorum.

Ik kwam hier aan rond vijf uur.

Yaklaşık saat beşte buraya vardım.

Sluit je ogen! Tom loopt naakt rond.

Kapat gözlerini! Tom çıplak dolaşıyor.

Ze bouwden een omheining rond het landgoed.

Çiftliğin etrafına çit çektiler.

Zij liep rond om hem te zoeken.

Onu arayarak etrafta gezindi.

- Er zijn duizenden satellieten in een baan rond de aarde.
- Er draaien duizenden satellieten rond de aarde.

Binlerce uydu dünyanın etrafında yörüngede döner.

Maar ze hebben alle kolencentrales rond Beijing gesloten.

Ancak Pekin'deki tüm kömür santrallerini kapattılar.

Rond zes uur komt ze terug van school.

Saat altıya kadar okuldan dönecek.

Sommige mensen hingen wat rond aan de ingang.

Bazı insanlar girişte oyalanıyorlardı.

Ik ben rond half drie in Kobe aangekomen.

Yaklaşık iki otuzda Kobe'ye vardım.

De vrouwen waren halfnaakt rond aan het paraderen.

Kadınlar neredeyse yarı çıplak geçit töreni yaptı.

We zaten in een kring rond het vuur.

Daire şeklinde ateşin etrafına oturduk.

Gewoonlijk verlaat Tom zijn huis rond 7 uur.

Tom genellikle saat yedide evden ayrılır.

Rond deze tijd is het verkeer ongelooflijk druk.

Bu saatte, inanılmaz trafik vardır.

De brieven worden hier rond de middag bezorgd.

Mektuplar burada öğle saatlerinde dağıtılır.

Morgen rond deze tijd zijn we in Londen.

Yarın yaklaşık olarak bu saatte Londra'da olacağız.

Ik reis rond de wereld op de fiets.

Bisikletle dünya turu yapıyorum.

Tom ging rond 2:30 's nachts weg.

Tom sabah yaklaşık 2.30'da ayrıldı.

Er lopen zo'n 14.000 luipaarden rond in het land...

Yaklaşık 14.000 pars ülkede başıboş şekilde dolaşıyor,

Ze droomt ervan om rond de wereld te reizen.

Onun hayali Dünyayı gezmektir.

Tom opende zijn ogen en keek in het rond.

Tom gözlerini açtı ve etrafa baktı.

Een beschermende laag van turbulentie vormt rond de golfbal.

Golf topunun etrafında koruyucu bir türbülans tabakası oluşturur.

's Morgens word ik altijd rond zeven uur wakker.

Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.

De maan draait rond haar eigen as in dezelfde tijdspanne die ze nodig heeft om een omwenteling rond de aarde te maken.

Ay kendi ekseninde, Dünya'nın etrafında dönüşünü tamamlaması için gerekenle aynı sürede döner.

Rond deze tijd van het jaar eten ze meestal dennennaalden.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

Ze zei dat ze hier zou zijn rond zes uur.

O bana onun yaklaşık saat altıda burada olacağını söyledi.

Rond de eeuwwisseling werkten er nog steeds kinderen in fabrieken.

Yüzyılın dönümünde çocuklar hâlâ fabrikalarda çalışıyordu.

Op de velden rond het dorp groeien gerst en tarwe.

Arpa ve buğday köyün etrafındaki tarlalarda büyür.

De aarde draait eenmaal per etmaal rond om haar as.

Dünya, günde bir defa kendi ekseni etrafında döner.

- Maak uw vliegtuigreserveringen vroeg, want rond Kerstmis raken de vliegtuigen snel volgeboekt.
- Maak je vliegtuigreserveringen vroeg, want rond Kerstmis raken de vliegtuigen snel volgeboekt.

Noel'e yakın uçuşlar çabuk dolduğu için rezervasyonlarınızı erken yapın.

Omdat niemand me had gewaarschuwd voor die problemen rond je terugkeer,

Kimse beni yeniden girişin zorlukları hakkında uyarmadığı için

We moeten de stilte doorbreken rond de toestand van onze planeet,

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

De vleermuizen vinden hun prooi met hun warmtesensoren rond hun neuzen.

Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.

Rond deze tijd zijn de meeste java-apen diep in slaap.

Normalde çoğu uzun kuyruklu makak bu saatte çoktan uyumuş olur.

Wat dacht je van 28 februari rond 3 uur 's middags?

Peki ya 28 Şubat, öğleden sonra 3:00 gibi nasıl olur?

Zoals wereldjes rond een ster plaatsen om gratis zonlicht op te vangen,

Mesela güneş ışığından faydalanmak için bir yıldızın çevresine bir obje koymak,

- Ik ben alleen maar aan het kijken.
- Ik kijk alleen even rond.

- Etrafıma bakınıyorum.
- Sadece etrafa bakınıyorum.

"Kan ik u helpen?" "Nee, dank u wel. Ik kijk gewoon rond."

"Size yardım edebilir miyim?" "Hayır, teşekkürler. Sadece bakıyorum."

In die tijd wisten de mensen al dat de aarde rond was.

O günlerde insanlar zaten dünyanın yuvarlak olduğunu biliyorlardı.

Gisteren rond deze tijd was ik op het Internet aan het surfen.

Dün bu saatlerde internet de sörf yapıyordum.

- De aarde draait rond de zon.
- De aarde draait om de zon.

Dünya Güneş'in etrafında döner.

Soms loop ik daar graag rond om een mooie foto te maken.

Bazen güzel bir fotoğraf çekmek için orada dolaşırım.

Omdat in New York City 's zomers de brandkraan in het rond spoot,

çünkü New York'un sıcak günlerinde yangın musluğu patlardı

Maar rond deze tijd van het jaar moeten ze in de nacht opereren.

Ama yılın bu vakti... ...geceyle yüzleşmek zorundalar.

In plaats van rond de pot te draaien, kwam Jones meteen ter zake.

Lafı dolandırmak yerine, Jones doğrudan konuya girdi.

- Ik sta gewoonlijk op om 6 uur.
- Ik sta normaal op rond zes.

Ben genellikle altıda kalkarım.