Translation of "Enzovoort" in Turkish

Schoon drinkwater, elektriciteit, enzovoort.

yaşam koşullarını arttırma şansı olabilir.

Ze bracht appels, sinaasappels, enzovoort.

- Elmalar, portakalllar, ve benzerlerini getirdi.
- Elma, portakal falan getirdi.

Ze verkopen appels, sinaasappels, eieren, enzovoort.

Elma, portakal, yumurta gibi şeyler satıyorlar.

We kunnen honden, katten, vogels, enzovoort hebben.

Biz köpekler, kediler, kuşlar ve bunun gibi şeylere sahip olabiliriz.

We hebben veel dingen met elkaar gemeen: hobby's, opleidingsachtergrond, enzovoort.

Bizim ortak çok şeyimiz var: hobiler, öğretim durumu, ve benzeri.