Examples of using "Diepe" in a sentence and their turkish translations:
Durgun sular derin akar.
Ben deliksiz uyku çeken biriyim.
Derinlerde bu şekilde iletişim kurarlar.
Tom derin bir uykuya daldı.
Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.
...derin vadiler karanlığa gömülüyor.
Derinden gelen gereksinim ve isteklere hitap edebilmeli.
Mississippi Nehri derin ve geniştir.
ve pudra gibi karların derinliği 12 metreyi bulabiliyor.
Okyanusun derinliklerinde keşfedilmemiş sayısız tür var
Balıkçılar derin sulara ağ atmakta.
ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle
Sevgin için teşekkür ederim. En çok da başkanlığım süresince
özellikle de az önce bahsettiğim uykunun derin evresi.
Derinlerden gelen bu defineyi toplamaya her yıl yüzlerce insan gelir.
Derin çamurda birkaç adım atmakta bile çok zorlanıyorum.
Bu derin uyku beyin dalgalarının kombine kalitesi
Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle
Gecenin artık son saatleri. Ama Asya'nın yağmur ormanları hâlâ karanlığa gömülü.
Gelgit, döllenmiş yumurtaları resifteki aç karınlardan uzağa savuruyor. Onları derin sulara yolluyor.
1810'da Portekiz'in işgali için Mareşal Masséna'ya katıldı, ancak komutası altına alınmaktan
Tom gece geç saatlere kadar odasında müzik dinledi.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki ucu boklu değnek.
- Biz ev sahibesine kirayı ödersek, yiyecek için hiç paramız olmayacak; iki arada bir derede.