Examples of using "Bescheiden" in a sentence and their turkish translations:
Sen mütevazısın.
O her zaman çok alçak gönüllülükle giyinir.
bir konferans için 2002 baharında bir araya geldi.
La Teja'da, El Cerro'da, mütevazı mahallelerde sosyal hizmet işleri yapıyorduk.
Tom'un Boston'da mütevazı iki yatak odalı bir evi var.