Examples of using "Atmosfeer" in a sentence and their turkish translations:
Atmosfer kirleniyor.
ve atmosfere salınmasını önleyen
Dünya atmosferindeki karbondioksit yoğunluğu
Gördüğünüz gibi, çürüme ile metan ve azot oksit gibi
- Mars çok ince bir atmosfere sahiptir.
- Mars'ın çok ince bir atmosferi var.
Merkür çok ince bir atmosfere sahiptir.
bu da nemin atmosferde hareket etmesini sağlar.
dünya atmosferi ısınıyor,
karbondioksidi atmosferden alma
ve sonra kısmen atmosfere bırakılır.
kullandıkları fotosentez işlemi yoluyla
potansiyeli ile ayrıştırılmasını mümkün kılar.
Atmosfere bu ilave sera gazı salınımının yapılması
Atmosfer, çoğunlukla azot ve oksijenden oluşur.
şu anda bizlerin atmosfere salınımını yaptığımız
Yeşil bitkiler atmosferdeki karbondioksiti alırlar.
Plankton ve mikroorganizmalar atmosfere oksijen bırakıyorlar,
Atmosfere çarptıklarında enerjileri ışığa dönüşür.
üçte birini atmosfere dengeleyebilir.
Uranüs atmosferi hidrojen, helyum ve metandan oluşur.
Ama atmosferde kalan karbondioksit yoğunluğu yalnızca
Bugün ay'ın bir atmosferi olduğunu öğrendim.
Ya da atmosferdeki tuzu, dumanı ve tozu
Sıcaklık ne kadar artarsa ağaçlar atmosfere o kadar su salıyor.
bunun sebebi atmosfere salınımına devam ettiğimiz karbonun yarısı,
karbon atmosfere sera gazı olarak geri dönemez.
Her kararı eleştirerek Fransız karargahında zehirli bir atmosfer yaratılmasına yardımcı oldu.
Bizim atmosferimiz nefes almamız için gerekli olan % 21 oksijen, % 78 azot ve % 0,9 argon içermektedir. Diğer % 0.1 ise su buharı, karbon dioksit, neon, metan, kripton, helyum, ksenon, hidrojen, azotlu oksit, karbon monoksit, azot dioksit, kükürt dioksit ve ozondan oluşur.