Translation of "‫وصلت" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "‫وصلت" in a sentence and their turkish translations:

- وصلت منذ لحظات.
- وصلت للتوّ.

Ben henüz şimdi geldim.

وصلت البارحة.

Ben dün gece buraya geldim.

متى وصلت؟

Ne zaman vardın?

وصلت منذ لحظات.

Az önce buraya geldim.

وصلت متأخرةً لجنس النساء،

başkalarının işine burnunu sokan biri gibi hissediyorum.

‫وصلت المياه إلى خصري.‬

Belime kadar battım.

‫وصلت إلى قمة الجرف.‬

Kayalığın üzerine çıktım.

متى وصلت إلى هناك؟

- Oraya saat kaçta vardınız?
- Oraya ne zaman vardın?

متى وصلت إلى لندن؟

Londra'ya ne zaman vardınız?

وصلت متأخّرًا لتفويتي الحافلة.

Otobüsü kaçırdığım için geç geldim.

وصلت إلى طوكيو البارحة.

Dün Tokyo'ya vardım.

وصلت متأخراً ليلة أمس.

Dün gece geç geldim.

لقد وصلت متأخرا قليلا.

Biz biraz geç vardık.

لقد وصلت إلى وجهتك.

- Hedefine ulaştın.
- Varmak istediğiniz yere ulaştınız.

وصلت إلى المطار للتو.

Az önce havaalanına vardım.

وصلت هنا مساء الإثنين.

Ben buraya pazartesi gecesi geldim.

- وصلت السيارات إلى هناك واحدة تلوى الأخرى.
- السيارات وصلت واحدة تلو الأُخرى.

Arabalar birbiri ardına oraya vardılar.

وصلت الحافلة متأخرة بعشرة دقائق.

Otobüs on dakika geç kaldı.

متى وصلت إلى مطار ناريتا؟

Narita Havalimanı'na saat kaçta vardı?

في أي وقت وصلت المنزل؟

Evine saat kaçta vardın?

وصلت الطائرة في التاسعة بالضبط.

Uçak tam olarak dokuzda vardı.

ثم وصلت إلى الأسبوع الرابع.

Sonra dördüncü haftaya geldim.

وصلت إلى المحطة الساعة السابعة.

O, saat yedide istasyona vardı.

كمثال، ربما إذا وصلت اليوم البيت،

mesela eve gittiğinizde,

أنا لن أرحل، لقد وصلت للتوّ!

Ben gitmiyorum, geliyorum!

"أنا لا أرحل، بل وصلت للتوّ."

"Ben gitmiyorum, geliyorum."

وصلت رحلتي في الساعة 9 مساء

Benim uçuşum saat 9'da geldi.

سفينة الشحن وصلت مبكرة باربع ساعات.

Kargo gemisi dört saat erken geldi.

‫ربما تكون رائحتي قد وصلت له بالفعل!‬

Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!

وصلت إلى شمال الولاية ولم أغادر قط.

Eyaletin kuzeyine bir kez gittim, bir daha da ayrılmadım

وصلت "توباماروس" مجدّداً إلى عناوين الأخبار العالمية.

Tupamaro'lar bir kez daha uluslararası basında manşet oldu.

وتدعي أنها وصلت إلى هذا التاريخ لمشروع.

Ve bir proje için bu tarihe geldiğini iddia ediyor.

كان توم يأكل العشاء عندما وصلت ماري.

Mary geldiğinde Tom akşam yemeği yiyordu.

وصلت أسعار الأسهم ذروتها في يوليو الماضي.

Stok geçen temmuz ayında yüksek noktaya ulaştı.

لقد وصلت الحرب ضدّ المخدّرات إلى حيّنا.

Uyuşturucu savaşı bizim semtimize ulaştı.

- لو أنني وصلت أبكر، لعله أمكنني رؤية كيلي.
- كان من الممكن أن أرى كيلي، لو أنني وصلت مبكرا.

Daha erken varsaydım Kelly'yi görebilirdim.

ما وصلت إليه هو أن ما يعيق الناس

insanları en fazla engelleyen şey

لكن حدث شيء ما عندما وصلت إلى الهند.

Ama Hindistan'a vardığımda bir şeyler oldu.

وصلت أنباء وفاة مراد الأول إلى محاكم أوروبا

I Murat`ın ölüm haberi Avrupa saraylarına vardı.

وصلت أخبار القوة الغازية إلى بايزيد في القسطنطينية.

İşgalci gücün İstanbul'a geliş haberi Bayazid'e Konstantonopolis`de ulaştı.

- ها قد وصلت الحافلة!
- ها قد أتى الباص!

İşte otobüs geliyor.

كانت ليلى قد ماتت عندما وصلت سيّارة الإسعاف.

Leyla, ambulans geldiğinde ölmüştü.

إذا وصلت تقنيتنا إلى مستويات كافية للذهاب إلى الفضاء

eğerki bizim teknolojimiz uzaya çıkmak için yeteri seviyeye ulaştığında

- هل وصلت أي خطابات لي؟
- هل وصلتني أي رسائل؟

Benim için hiç mektup geldi mi?

لقد وصلت مشاكل فاضل و ليلى إلى نقطة اللاّرجوع.

Fadıl ve Leyla'nın sorunları geri dönülmez noktaya ulaştı.

أبقى سوشيت بأمانة أعداء فرنسا في مأزق ... حتى وصلت أخبار

dair haberler gelene kadar Fransa'nın düşmanlarını görev bilinciyle uzak tuttu .

ولكن سرعان ما وصلت الأخبار التي حولت الوضع على رأسه.

Ama kısa süre sonra durumu değiştiren haberler geldi kafasına.

في هذه الأثناء, وصلت الحملة الصليبية الأولى الى مدينة أنطاكيا العظيمة.

Şimdi Birinci Haçlı harika ulaşmıştı Antakya'nın şehir.

انيسة زوجة حافظ في وهي الاخرى التي وصلت للقصر عبر زوجها

tutulan bir Anisa eşi ile Akhras sarayına, kocası aracılığıyla saraya ulaşan ve

ولكن عندما وصلت أخبار الهزيمة الفرنسية الكارثية في فيتوريا ، أرسل نابليون سولت

Ancak Fransızların Vitoria'daki feci yenilgisinin haberi geldiğinde, Napolyon, Soult'u kontrolü

أرسل السلطان كابيكولو سيباهيس، مدركًا أن المعركة قد وصلت إلى نقطة حرجة.

Sultan Kapıkulu, savaşın önemli bir noktaya geldiğini anlayan Sipahis'lerini gönderdi.

من المحتمل أن تكون ليلى قد وصلت إلى المنزل قبل منتصف اللّيل.

Leyla eve muhtemelen gece yarısından önce geldi.

وصلت الغزوات إلى أوروبا على طول الطريق إلى بولندا والمجر والبلقان، في حين أن

Avrupanın içlerine doğru akınları;Polonya,Macaristan ve balkanlara kadar ulaştı.

بمجرد أن وصلت أخبار عن إقتراب العدو إلى كاتبوغا، خرج في مسيرة للقاء الجيش الإسلامي

Kitbuqa ya düşmanın yaklaştığı haberi geldiği gibi oda İslam ordusuyla buluşmaya gitti.

عندما وصلت أبولو 8 إلى القمر ، اضطر الطاقم إلى إطلاق محرك SPS الضخم لإبطاء سرعته

son söze sahipti . Apollo 8 aya ulaştığında, mürettebat yavaşlamak ve Ay'ın yerçekimi tarafından ele geçirilmek

‫يمكن لهذا الذئب ‬ ‫أن يشم رائحتي من مسافة أميال.‬ ‫ربما تكون رائحتي قد وصلت له بالفعل!‬

O kurt kokumu kilometrelerce öteden alabilir. Muhtemelen şimdiye kadar kokumu almıştır!