Translation of "يستحقّ" in Turkish

سامي يستحقّ عطلة قصيرة.

Sami biraz tatili hak ediyor.

سامي لا يستحقّ هذا.

Sami onu hak etmiyor.

لم يستحقّ سامي ذلك.

Sami onu hak etmedi.

أظنّ أنّ هذا الفلم يستحقّ المشاهدة مرّتين.

Bence bu filmi iki kez görmeye değer.

يستحقّ الأطفال الحبّ و الحماية من طرف أمّهاتهم.

Çocuklar, annelerinden sevgi ve korumayı hak ediyor.

لم يستحقّ سامي أن يموت بهذه الطّريقة الفظيعة.

Sami bu kadar korkunç şekilde ölmeyi hak etmedi.

لا يستحقّ سامي أن يرى نور النّهار مجدّدا.

Sami bir daha gün ışığını görmeyi hak etmiyor.

كان سامي يعتقد أنّه يستحقّ أكثر ممّا منحته الحياة.

Sami, hayatta elde ettiğinden daha fazlasını hak ettiğine inanıyordu.

يستحقّ سامي أن يعرف بشأن تلك العلاقة غير شرعيّة.

Sami ilişki hakkında bilgi sahibi olmayı hak ediyor.