Examples of using "يساعد" in a sentence and their turkish translations:
tıkıştırmak işe yaramayacak.
ama acıyı azaltıyor.
uzaklaştırmayı ve o anda ortaya çıkmasını
Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.
Onun kız kardeşi için kanını verdi.
ve topluma faydalı da olamazdım.
balık stoklarında çöküşü önlemeye yardımcı oluyor
Samuel ondan isteyen herkese yardımcı olur.
çocuğun dünyaya gelmesinde yardımcı olan
bu şimdi yapay zekânın ne olduğu,
Çevremizi, nehirlerimizi, okyanuslarımızı
deprem nedeniyle hasar görebilir, özellikle çalışma için güvenli olmayan bir ve uygun ortam olmakla itham
ve ilk başta semptomsuz olabilirsiniz, bu da virüsün daha hızlı
Dünya'nın biyoçeşitliliği en zengin çölü bu katkı sayesinde burasıdır.
Fakat bu soluk ışık yerde yemek arayan hayvanlara pek fayda etmez.