Translation of "يتحدّث" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "يتحدّث" in a sentence and their turkish translations:

واليوم، يتحدّث وزير الصحة النرويجي

Günümüzde, Norveç sağlık bakanı

كان سامي لا يزال يتحدّث في الهاتف.

Sami hala telefondaydı.

ظنّت ليلى أنّ فاضل كان يتحدّث مع فتاة.

Leyla, Fadıl'ın bir kızla konuşuyor olduğunu düşündü.

‫أنت على تواصل مع هذا المكان البري‬ ‫وهو يتحدّث إليك.‬

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

- كان سامي يتكلّم مع ليلى.
- كان سامي يتحدّث مع ليلى.

Sami, Leyla ile konuşuyordu.

علاوة على ذلك، هدّد النبلاء الإفرنجة بقطع آذان كل من يتحدّث عن الشائعات

Ayrıca Fransız aristokrasisi, Bayazid'in yakınlaşması söylentilerini dinledi. kesmekle tehdit etti