Examples of using "يتحدّث" in a sentence and their turkish translations:
Günümüzde, Norveç sağlık bakanı
Sami hala telefondaydı.
Leyla, Fadıl'ın bir kızla konuşuyor olduğunu düşündü.
Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.
Sami, Leyla ile konuşuyordu.
Ayrıca Fransız aristokrasisi, Bayazid'in yakınlaşması söylentilerini dinledi. kesmekle tehdit etti