Examples of using "وقيادة" in a sentence and their turkish translations:
Çin de uygulama çağına öncülük ettiği
kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.
sermaye ve gayretle takip etmek için çaba göstermeliyiz.
ve Yafa ve Akka'ya yönelik saldırılara öncülük etti ... boynundan vurulduğu
iyi yönetilen birliklerle karşı karşıyaydı - San Sebastian'ın kuşatılmış garnizonunu kurtarmak için iki girişim başarısız oldu.