Translation of "نرى" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "نرى" in a sentence and their turkish translations:

نرى أخرين يأتون.

başkalarının geldiğini görürüz.

نرى شواطئ جميلة،

Harika sahiller,

دعونا نرى الفيلم.

Film izleyelim.

نرى شريحة من الدماغ

Beynin dilimlerini görüyoruz.

نرى الناس يستخدمون الأعواد،

ve fırça yerine çubuk kullanan insanlar görüyoruz,

نرى الشذوذ الحقيقي هنا

Asıl anormallik şurada karşımıza çıkıyor bizim

حتى نستطيع أن نرى ونسمع

böylece sadece resme uyan bilgileri

نحن نرى هذا مرارًا وتكرارًا.

Bunu tekrar tekrar görüyorsunuz.

عندما نرى أو نسمع مستثمرًا

Bir yatırımcının, girişimciye karşı

دعونا نرى مرة أخرى الدم.

Bunu tekrar görelim.

‫لا نرى سوى ظلال متحركة.‬

Biz en fazla silüet görürüz.

يمكن أن نرى منازلهم هنا.

Evlerini burada görebiliriz.

هيا نرى دولابكم لأدوات المائدة.

Çatal bıçak çekmecesine bakalım.

دعونا نرى ما حدث أولاً

Önce ne olduğuna bir bakalım

دعونا نرى كيف فعل ذلك

bunu nasıl yaptı bir bakalım

دعنا نرى إذا كنت تريد

bir bakalım isterseniz

نرى حلوة متعاطفة مشرقة هنا

biz burada sempatik tatlı parlak görüyoruz

إذا استمرت ، نرى الأقطاب فقط

devam ederse, sadece kutuplarda gördüğümüz

دعونا نرى ما لدى جوجل.

Google'ın neleri var bir görelim.

نحن نرى الأشاء بطريقة مختلفة.

Biz şeyleri farklı olarak görüyoruz.

دعونا نرى كيف يبدو دماغ الملاكم

Bir de boksörün beynine bakalım.

و الآن نرى شريط الرسم البياني،

Şimdi de şu çubuk grafiğine göz atalım,

ويمكننا أن نرى أنها سليمة تماماً.

Ve görebileceğiniz gibi kesinlikle normal durumdalar.

‫الأجواء مظلمة لدرجة أننا لا نرى.‬

Biz bu karanlıkta göremeyiz.

دعونا نرى من أين أتى الفيروس

virüs nereden ortaya çıkmış bir bakalım

يمكننا أن نرى هذه الأرقام بوفرة

bu figürleri bolca görebiliriz

دعونا نرى ما هو الكذب الآن

yalan nedir bir bakalım şimdi

الآن دعونا نرى كيف تحدث الزلازل.

gelelim şimdi depreme deprem nasıl oluşur?

يمكننا أن نرى في كل منطقة

her bölgesinde görebileceğiz

بتنا نرى نجاحات المرأة حتّى في الصناعة،

Bunu her sektörde,

يمكننا أن نرى ذلك في "رجال ماد"،

Mad Men dizisinde görebiliyoruz,

استطعنا أن نرى أماكن توزيع الأنواع المختلفة

Farklı türlerin nerede barındığını

سوف نظل نرى قصصا مثل قصة بيل

yine Belle'ninki gibi hikâyeler görürdük.

علينا أن نرى أبعد من تداعيات الصيد

Balıkçılığın etkilerinin önüne geçip

نرى هذا من الشاطئ الذي سيضرب التسونامي

biz bunu tsunami vuracak olan sahilden şöyle görüyoruz

أكثر قتامة قليلاً عندما نرى هذه الكوارث

bu felaketleri gördükçe birazcık içimiz kararıyor

حتى نرى الملك يجعل نفسه مقبرة هنا

yani anlayacağımız üzere kral burda kendine mezar yaptırıyor aslında

في هذا المرض ، نرى شيئًا مثل هذا

bu hastalıkta ise şöyle birşey karşımıza çıkıyor

أمكننا أن نرى غروب الشمس من النافذة.

Pencereden gün batımını görebiliyorduk.

سوف نذهب إلى بوسطن حتى نرى توم.

Tom'u görmek için Boston'a gidiyoruz.

لا نزال نرى ونسمع تلك المعلومة التي تخبرنا:

bize "Evet, haklıydım!"

لذا نرى هنا على مدى 50 سنة الماضية،

Burada görüyoruz ki son 50 yılda

نرى مثل أجهزة ضبط نبضات القلب ومضخات الأنسولين

giderek daha fazla bağlı cihaz,

دعونا نرى فقط ما يحدث في هذه الصورة.

Bu resimde neler olduğuna bakalım.

نحن نرى ارتفاعاً في مستويات ثاني أوكسيد الكربون،

Karbondioksit seviyesinde yükselme görüyoruz,

لكننا نرى أيضًا الجيل الذي نشأ في TikTok

ama böyle yetişen nesli de TikTok'da görüyoruz

يمكننا أن نرى العديد من الأشجار والفواكه والزهور

bir çok ağaç meyve ve çiçek görebiliriz

الشمس نرى دائما الكثير من الأطنان الحلوة اللطيفة

bizim hep sevimli tatlı ton ton gördüğümüz güneş

دعونا نرى ما أضاف إلينا خلال هذه الحياة

BU yaşamı süresince bize neler katmış bir bakalım

لنذهب للمستودع و نرى إن كان جمال هناك.

Garaja gidip Jamal'ın orada olup olmadığına bakalım.

بمجرد أن نرى صورة اللُغز، تصبح صورًة في عقولنا.

Bir yapbozun resmini görünce aklımızda da bir resim oluşur.

دعونا نرى ما إذا كانت بين روما القديمة وأجدادنا.

Bir bakalım mı Eski Roma'yla bizim atalarımızın arasındaki

يمكننا أن نرى كواكب أخرى مع التلسكوبات نتيجة لذلك

Teleskoplarla diğer gezegenleri görebiliyoruz sonuç olarak

لكن ما زلنا نستطيع أن نرى من خلال التلسكوب

Ama yine de teleskopla görebiliyoruz diye

هناك أمثلة نواجهها ، دعنا نرى ما إذا كنت تريد

Karşımıza çıkan örnekler var bir bakalım isterseniz

إذن كما نرى من هنا ، أليس هذا مهمًا حقًا؟

Yani buradan da anlıyacağımız üzere çok da önemli değilmiş değil mi

- الكرة الآن في ملعبك!
- دعونا نرى الآن ما باستطاعتك!

Şimdi top sende!

يمكننا أن نرى ذلك، على سبيل المثال، في "الأسد الملك".

Bunu, örneğin Aslan Kral'da görebiliyoruz.

نحن لا نرى بعضنا بعمق، نحن لا نعامل بعضنا جيداً.

birbirimizi derinden görmüyoruz, iyi davranmıyoruz.

لا يمكننا أن نرى فقط لأن العين تمر مسافة الاستشعار

sadece gözün algılama mesafesini geçtiği için göremiyoruz

نحن لم نرى الكثير من السياح بالقرب من هنا مؤخراً.

Son zamanlarda buralarda çok turist görmedik.

لا يكفي أنْ نرى كيف تعمل هذه الإشارات على المستوى المخبري.

Görülecek bir şey de işaretlerin laboratuvar şartlarında nasıl çalıştığı.

نحن نرى و نعلم بالفعل هذا في التكنولوجيا التي نستخدمها اليوم.

Bunu bugün kullandığımız teknolojide zaten gördük ve anladık.

و نحن ايضا نرى كيف يمكن أن تؤدي التكنولوجيا إلى مشكلات.

Aynı zamanda teknolojinin nasıl sorunlara yol açabileceğini de görüyoruz.

"مرحبًا صديقي إلى الأبد، دعنا نرى لو نستطيع القيام بذلك معًا؟"

''Hey kanka, bunu birlikte deneyelim mi?''

وفي (أوسلو)، يمكننا أن نرى كيف يكون حماس ممتلكي السيارات الكربائية

Ve Osla'da Elektrikli Araç sahiplerinin tecrübelerini çevrelerindekilere anlatma

نظرًا لأن المسافة بعيدة جدًا ، نرى الصورة منذ فترة طويلة جدًا.

Mesafe çok fazla olduğu için biz görüntünün çok çok önceki halini görüyoruz aslında

نرى النجم كما كنا قبل سنوات. لأن تلك الصورة تصل إلينا بسرعة الضوء.

Yıldızın biz yıllar önceki halini görüyoruz. Çünkü o görüntü bize ışık hızıyla ulaşıyor.

نرى الحلم في 5-6 ثواني ، لكن نحصل على 40 حلقة مما نراه في حلمنا.

Biz rüyayı 5-6 saniye olarak görürüz fakat rüyamızda gördüğümüz şeyden 40 bölüm dizi çıkar ya

إذا اختفت تلك السفينة ، ولكن إذا نظرنا من خلال التلسكوب ، يمكننا أن نرى السفينة بنفس الطريقة

eğer o gemi gözden kayboldu fakat bir teleskopla bakarsak biz gemiyi yine aynı şekilde görebiliyoruz

نريد رؤية كل ما هو فريد في اللغات. ونريد كذلك أن نرى تطور اللغات خلال الزمن.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

إذا قمنا بتكبير الصورة ، يمكننا أن نرى السفينة بأكملها مرة أخرى مثل تلك التي تظهر أمامك مترًا واحدًا

o görüntüyü yaklaştırırsak aslında geminin yine 1 metre önümüzdeki görünen kısmı gibi yine tamamını görebiliriz diyor

‫لكنني لم أستطع منع نفسي‬ ‫من التفكير في أنها تلعب مع السمك.‬ ‫نرى اللعب غالبًا بين الحيوانات الاجتماعية.‬

"Balıklarla oyun oynuyor." diye düşünmeden edemedim. Oyun oynama, sosyal hayvanlarda sıkça görülür.

نريد أن نوصل أدوات اللغة إلى المرحلة التالية. نريد أن نرى إبداعات في مجال تعليم اللغات. ولا يمكن لهذا أن يحصل بدون مصادر لغوية متاحة للجميع والتي لا يمكن بناؤها بدون مجتمع والمجتمع لا يمكنه المساهمة بدون منصات فعّالة.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.