Translation of "مرتفعة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "مرتفعة" in a sentence and their turkish translations:

الأسعار مرتفعة.

Fiyatlar yüksek.

كانت الخسائر مرتفعة.

Kayıplar ağırdı

تبدو مرتفعة بعض الشيء.

biraz yüksek olduğunu görüyor.

ومستويات مرتفعة الإرهاق والتوتر.

yüksek düzeyde tükenmişlik ve strese neden olur.

ومعدلات الاكتئاب فيها مرتفعة،

yüksek depresyon oranları var

الحرارة مرتفعة جدا هنا

Hava burada çok sıcak.

لكن مجددا، إنها احتمالية مرتفعة

Yine de, bu ihtimal çok yüksek.

وتظل التكلفة الإجمالية للإنتاج مرتفعة جدا.

Ve toplam maliyet hâlâ oldukça yüksek.

‫ومقاييسها مرتفعة.‬ ‫ثمة شيء مميز في هذا النداء.‬

Standartları da çok yüksek. Bu erkeğin çağrısında özel bir şeyler var.

لأنّ كلفة البناء باتت مرتفعة جداً في "الأوروغواي".

Uruguay'da inşaat malzemelerinin fiyatı çok arttı.

تقع نيكوبوليس على أرض مرتفعة، وتطل على نهر الدانوب.

Geriye çekilmeden Tuna nehrinin kontrolünü Niğbolu'dan alabiliyordu,

لكن الديكتاتور الروماني وضع 4000 جندي على أرض مرتفعة من شأنها أن تمنع

Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...

كانت المدينة محصنة بشدة، إذ تقع فوق منحدرات شديدة الانحدار، مرتفعة فوق السهل المحيط

Şehir çok ağır tahkimliydi. Bayır ve uçurumların en dik yerinde , çevre ovadan oldukça yüksek bir yerdeydi.

‫الشيء الجيد في هذا الأمر، ‬ ‫إنه يتيح لك البقاء على أرض مرتفعة.‬ ‫يسهّل لك هذا تحديد اتجاهك.‬

Bunu yapmanın iyi yanı, yüksekte kalmayı sağlaması. Böylece yön belirlemek daha kolay olur.