Examples of using "صادق" in a sentence and their turkish translations:
- Ben dürüst bir insanım.
- Ben dürüst bir kişiyim.
Onlar onun dürüst olduğuna inanıyordu.
Ben güvenilir bir kişiyim.
- Ben dürüst bir insanım.
- Ben namuslu bir kişiyim.
"Senin adın...?" "Fadıl Sadık."
Dr. Sadık hastaları kontrol etti.
Dr. Sadık toplulukta bir süper yıldızdı.
O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.
Bu, Fadıl Sadık'ın gerçek hikayesidir.
- Fadıl, Sadık caddesinde yaşıyordu.
- Fadıl, Sadık caddesinde oturuyordu.
Dedektif Sadık bebek ölümlerini soruşturdu.
Jamal Sadiq siz misiniz? Ben büyük bir hayranım!
Bay Sadıq'a haber verdim. O yolda.
- Fadıl, Sadık tıp merkezine kabul edildi.
- Fadıl, Sadık tıp merkezine yatırıldı.
Dr. Sadık, Leyla'nın kusmuğunda arsenik buldu.
Ekip, adli patolog Fadıl Sadık'ı da içeriyordu.
O aptal ve namussuz.
O her zaman gerçeği söyler.
Görevde olan tek doktor Jamal Sadiq'tır.
Sami sahtekar bir polisti.
Bay Sadiq ile ilgili herhangi bir sorun ya da üzüntü yarattığım için gerçekten üzgünüm.
Dr. Sadık o ölüme neyin neden olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını daha sonra itiraf etti.
Kurban 22 yaşındaki Fadıl Sadık olarak tanımlandı.