Translation of "جاءت" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "جاءت" in a sentence and their turkish translations:

جاءت متأخرة كالعادة.

O, her zamanki gibi geç geldi.

لربما جاءت غداً.

Belki o yarın gelecek.

قد جاءت بسيارة الإسعاف،

bir kadın,

جاءت المخابرات لإبراهيم موتيفريكا

akılma birden İbrahim Müteferrika geldi

جاءت اليوغا من الهند.

- Yoga, Hindistan'dan gelir.
- Yoga, Hindistan kökenlidir.

ثم... جاءت أخبار من أوروبا...

Sonra Avrupa`dan haber geldi.

جاءت الشرطة تبحث عن فاضل.

Polis, Fadıl'ı aramaya geldi.

جاءت أسرة فاضل إلى المدينة.

Fadıl'ın ailesi kasabaya geldi.

ومن ثم جاءت طفرة "الدوت كوم".

Ama sonra dot com balonu meydana çıktı.

جاءت اإلى اليابان عندما كانت صغيرة.

O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.

جاءت أم حامل إلى حفل مع طفلها،

Hamile bir anne yanında çocuğuyla konsere gelmişti,

‫حسناً، لنفعل هذا.‬ ‫حسناً، جاءت لحظة الحسم.‬

Tamam, inelim hadi. Tamam, gerçeklik anı.

‫في اليوم التالي...‬ ‫جاءت سمكة قرش كبيرة.‬

Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.

ما إن جلسنا حتى جاءت لنا بالقهوة.

Biz oturur oturmaz, o bize kahve getirdi.

جاءت إلى الطابق السافيّ مع رسالة في يدها.

Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

نعم ، جاءت العديد من التعليقات ، لكن تعليقك كان مختلفًا تمامًا.

Evet o kadar çok yorum geldi ama sizin yorumunuz bambaşkaydı

اقتصاديةً لرفع الدخل العام جاءت خطة الامارات لعام الفين وواحد

için ekonomik planlar tasarlarken , BAE'nin 2000 yılı planı

في يوم ما أيمي جاءت إلى مكتبي ، و فورا غرقت بالدموع

Bir gün Amy büroma geldi ve ağlamaya başlayıp şöyle dedi

هذه المرة جاءت الانتقادات إلى الأشخاص الذين كسبوا رزق الطبقة الوسطى

bu sefer burada ki eleştiri orta sınıf geçinmeyi sağlayan insanlara geldi

كانت هناك بعض الشتائم والشتائم الشديدة بعد أن جاءت هذه التعليقات

Bu yorumlar geldikten sonra bazı çok ağır hakaretler ve küfürler vardı

‫إذن فقد سقط منها بشكل ما.‬ ‫وهذا يعني أنها جاءت هنا بكل تأكيد،‬

Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.

- لا أعلم من أين أتت.
- ليس لدي علم من أين جاءت.
- لا أعرف ما مصدرها.

Onun nereden geldiğini bilmiyordum.