Examples of using "جاءت" in a sentence and their turkish translations:
O, her zamanki gibi geç geldi.
Belki o yarın gelecek.
bir kadın,
akılma birden İbrahim Müteferrika geldi
- Yoga, Hindistan'dan gelir.
- Yoga, Hindistan kökenlidir.
Sonra Avrupa`dan haber geldi.
Polis, Fadıl'ı aramaya geldi.
Fadıl'ın ailesi kasabaya geldi.
Ama sonra dot com balonu meydana çıktı.
O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.
Hamile bir anne yanında çocuğuyla konsere gelmişti,
Tamam, inelim hadi. Tamam, gerçeklik anı.
Ertesi gün, büyük bir köpek balığı geldi.
Biz oturur oturmaz, o bize kahve getirdi.
Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.
Evet o kadar çok yorum geldi ama sizin yorumunuz bambaşkaydı
için ekonomik planlar tasarlarken , BAE'nin 2000 yılı planı
Bir gün Amy büroma geldi ve ağlamaya başlayıp şöyle dedi
bu sefer burada ki eleştiri orta sınıf geçinmeyi sağlayan insanlara geldi
Bu yorumlar geldikten sonra bazı çok ağır hakaretler ve küfürler vardı
Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.
Onun nereden geldiğini bilmiyordum.